EĞİTİM NASIL OLUR?


Bugünlerde her gün bir Mehmet Ağa haberi var. Ama sonuç çıkmıyor. Bir zamanlar üç Mehmet vardı. Mehmet Ağa, Mehmet Bey ve de Mehmetçik. Bugünlerde Mehmet Ağalığa talip çok fakat galiba bundan sonra sadece bir Mehmet olacak, o da Mehmetçik. Mehmet Beylik de tarihe karışacak gibi görünüyor.

Evet, bedelli askerlik yapana Mehmet Ağa, kısa dönem askerlik yapanlara Mehmet Bey, geri kalana da Mehmetçik denirdi. Biz Mehmet Beydik. Bir de Mehmetçiği gördük. Mehmet Ağaları görmedik. Onlar sanıyorum Antalya'ya bir çarşı izni mesafesindeydiler.

Mehmet Bey olarak bir eğitim birliğindeyiz. Eğitim dönemlerimiz farklı olduğu için ve devrenin ortasında geldiğimiz için mevcut görevlilere yardım ediyoruz. Yeni dönem geldiğinde herkes sorumluluğunu alacak.

Mehmetçiğin eğitimi babadan ve usta askerlerden öğrenildiği şekil ve şartlarda yürütülüyor. Sonuçta, hiç biri eğitimli bir görevli olmadığından, eğitimi veren çavuş ve onbaşılar gördükleri, bildikleri şekilde öğretmeye çalışıyorlar. Bunun için de ellerinden ne gelirse yapıyorlar. Bazen de ayağından ne gelirse.

Bizimle gelen Mehmet Beylerden biri öğretmen, Suat. Yani bu konuda  hem eğitimli hem de tecrübeli. O nedenle gördüğü bütün yanlışlıklara anında müdahale ediyor.

-Dur, ne yapıyorsun arkadaşım, eğitim sabır ister.

- Arkadaşım, acemiye öyle davranılmaz, sabır ve vakarla bir oya gibi işlemek gerekir.

Sorumluluğumuz olmadığı için rahatız. Öğretmen arkadaşımız Suat da rahat. Fakat bir manganın, postanın sorumluluğu üzerinde olanlar rahat değiller. Öğretmek zaten zor, eğitim de bilmedikleri bir uzmanlık alanı. Bir de bizim öğretmen arkadaş Suat var. Her şeye müdahale ediyor, her şeye karışıyor, her şeyi eleştiriyor.

Sonuçta o devre gitti. Yenileri geldi. Bize de sorumluluklarımız verildi. İlk günü bir sesle irkildik. Kalabalığın olduğu yere gittiğimizde, bizim öğretmen arkadaş Suat, bir aceminin boğazını iki eliyle sıkmış halde havaya kaldırıyordu. Portatif bir darağacı kurmuştu adeta. Yetişip elinden aldık acemiyi.

-Dur Suat Abi, öldüreceksin çocuğu.

-Tüfeğini kaybetmiş geri zekalı.

-Suat Abi, hani sabır isterdi eğitim?

-Suat Abi, hani oya gibi işlemek lazımdı acemiyi?

-Suat Abi, hani hoşgörülü olmak gerekirdi?

Ne diyelim? 

-Bekara karı boşamak kolaydır.

-Her ilaç her hastaya iyi gelmez.

-Her şeyi kendi koşullarında değerlendirmek lazım.


-Her horoz kendi çöplüğünde öter.

Hiç yorum yok: