HALİT ÇETİN'DEN BİR TEMEL FIKRASI: SAAT



Saat

Temel’in yıllardır kullandığı kol saati durmuş. Birkaç gün saatsiz idare eden Temel, sonunda dayanamamış ve saatin içini açmış. Saatin içinden ölü bir karınca çıkmış. Temel şöyle bir bakmış ve konuşmuş:



 ”Pen zaten tahmin etmuştum makinistin öldiğuni...”

HALİT ÇETİN'DEN PAPAZ FIKRASI

Papaz ölmek üzere olan adamın üzerine eğilerek;
 “ölmeden önce şeytanı ve onun kötülüklerini lanetle“ der.
 Ancak adamdan ses çıkmaz.
 Papaz gene;
 “Ölmeden önce şeytanı ve kötülüklerini lanetle!”
 Ama adamdan yine ses çıkmaz. Papaz kızgın bir şekilde;
 “neden şeytanı ve kötülüklerini lanetlemiyorsun be adam?”
 Adam son bir gayretle fısıldamış, 
“nereye gideceğimi bilmeden kimse hakkında yorum yapmak istemiyorum..!”

AVANTA


Şu kısacık ölümlü dünyada bir misyonum olduğuna inanmıyorum. O nedenle bazı şeylerin sadece ben not alayım sonra da yazayım  diye başıma geldiğini de sanmıyorum. Bu tür şeyler de  sadece benim başıma gelmiş olamaz. Bence herkesin başına geliyor fakat sadece ben yazıyorum. Belki de hayatı görmekle, okumakla ilgili bir şeydir bu, bilemiyorum.

Şimdi, bu anlatacağım şeyin bilimde de yeri var; “dışsal ekonomi” diye okuduk biz bunu fakültede. Yani bazı işletmeler ya da faaliyetler amacı dışında bazı dışsal faydalar da yaratır. Bu faydanın ekonomik kısmına da dışsal ekonomi denir. Otobüs mola verdiği yere, rehber götürdüğü turistle bir halıcı dükkanına dışsal fayda yaratır.

Kimi bunun bedelinin farkındadır ve tahsil eder, kimi ise ahlaki bulmaz ve edilen duayı yeterli görür. Kiminin faydası ise bir bedel teşkil edemeyecek kadar küçüktür, üzerinde konuşulmaya bile değmez.

Efendim, şehir dışında bir yerde kalıyoruz. Yemek yiyecek yer var fakat haftada bir gün kapalı. O zaman da görevli arıyor bir pideciyi, ne istersek getiriyorlar.  

Görevli, aradığı yeri çok temiz ve servisi hızlı olduğu için tercih ettiğini, istersek ya da memnun kalmazsak başka yerden de sipariş verebileceğini söyledi. Ben de takıldım:

-Avantanı  veriyorlar mı bari?

Görevli kızardı, biraz da bozuldu:

-Olur mu efendim öyle şey.

Benim takılmamı fazla ve önyargılı bulmuş olabilirsiniz. Böyle konuların espri konusu bile yapılmaması gerektiğini de söyleyebilirsiniz, haklısınız. Ne avantası olur ki iki pide söylemenin?

Tam bir hafta sonra görevli siparişimizi verdi. Normalde gelen siparişi görevli karşılıyor, parasını veriyor  sonra da tabaklara koyarak getiriyordu. O gün görevli bizim yanımızda olunca siparişleri getiren çocuk da bizim olduğumuz salona geldi. Bize birer pide ve ayran verdikten sonra elindeki ayranı görevliye uzattı:

Görevli şaşkınlıkla:

-Ben ayran istemedim.

-Olsun, patron gönderdi, bu da seninmiş!

HALİT ÇETİN'DEN EN SON FIKRALAR



Sarışının biri:

- ''Sarışın pizza ısmarlar. Pizzacı sorar: 



"6 parçaya mı böleyim, 8 parçaya mı? " 


Sarışın: 


"6'ya böl", der, "sekiz parçayı bitiremem''.


***


Sahipsiz zannetmiş:

Temel otomobil hırsızlığı suçlaması ile mahkemeye çıkarılmıştır. Hakim, söyleyecek bir sözü olup olmadığını sorar.

-Haçan pen sahibu yoktur zannetmiş idum hakim pey...

-Ne alaka yahu? Neden öyle düşündün?

-Haçan mezarliğun önünde park edulmuş idu...


***


Taze:

Galata’da bir balıkçı bağırıyor:

- Canlı balık... Canlı balık...

Ermeni bir teyze yaklaşıyor ve soruyor:


- Evladim, balıklar tazedir?

Balıkçı istifini bozmuyor...

- Canlı balık... Canlı balık...

- Evladim balıklar tazedir?

- Teyze, ‘canlı’ diyoruz ya işte!..

- A evladim... Ben de canlıyim, fakat tazeyimdir?

YAŞASIN 3B EYLEMİ!


Bir briç masasında ilk defa ortağına kibarca hatalarını söyleyen, ona önerilerde bulunan birini görünce çok şaşırmıştım. Oysa şimdiye kadar hep bağıran insanlar görmüştüm briç masasında; ortağının yaptığı affedilmez hatalarla kahrolan, bu yeteneksizliğe isyan eden bilge, otorite kişiler.

Sonra bir söz geldi aklıma, “boş teneke çok ses çıkarır”. O günden beri ne zaman bir yerde haddinden fazla bir gürültü duysam anlarım ki bir boş teneke dolu tenekeleri susturmuş sadece onun sesi çıkıyor.

Yetersizliklerini, bilgisizliklerini, yakalanmışlıklarını, suçluluk duygularını hep bir gürültüyle bastırmaya çalışanlar var. O nedenle bir yerden olması gerektiğinden fazla ses duyduğumda aklıma hemen boş teneke gelir.

Sadece gürültüleri değil rahatsız eden, cehaletle, gürültüyle dolu tenekeleri sindirmeleri, itham etmeleri ve üstüne üstlük kendilerini bir de kahraman ilan etmeleri.

Ülkenin elli milyar doları soyulurken seyretmiş, hatta çeşmeden bir tas içmeye çalışıp içememiş sonra da dürüstlük üzerine ahkam kesiyor.

Ya da çevreyi kirletmiş şimdi de çevreci kesilmiş başımıza. Ülkede insan hakları yerlerde sürünürken, işkenceler, hapisler sürgünler kol gezerken bir kenarda pusmuş beklediği halde ortam müsait olunca demokrasi havarisi kesilmeler, insan hakları üzerine nutuk atmalar, hayvan seviyoruz diye insan dövmeler, sendikacıyız haklarınızı savunuyoruz deyip lüks araba tedarik etmeler vs.

Hayır, hatasını anlayıp doğruyu görme değil bu. İnanın ilk zorlukta kaçacak delik arayacaklar göreceksiniz. Fakat bugünlerde fena halde sesleri çıkıyor. Hatta hızını alamayıp gürültülerine katılmayanları da suçlayacak kadar da ileri gitmiş durumdalar.

Sürekli eylemdeler oturdukları yerden. Bir ara “aşkım “ kelimesinin artık öldüğünü, anlamını yitirdiğini söylemiştim. Bunlar sayesinde artık “eylem” kelimesi de anlamını yitirdi bence. Bir eylem için harcanan emeği, ödenen bedelleri göz önüne alırsak bunların yaptığına eylem demek bu kelimenin de öldüğüne dalalettir.

Baktım ki bunlar her gün eylemdeler. Ben de kendi başıma 3B eylemimi başlattım dün:

-Beymen’le Belediye otobüsüne Binme eylemi!

HALİT ÇETİN'DEN PAZAR FIKRALARI



Düşüne Düşüne:

Bölgelerarası folklor yarışması düzenlenmiş. Finale, Karadeniz horon
ekibiyle Ege zeybek ekipleri kalmış. Ve yarışmayı, zeybekler kazanmış. Karadenizliler duruma çok bozulmuş. Temel yenilginin nedenini açıklarken
- "Biz oynarken çok acele ettik" demiş:
- "Keşke biz de zeybekler gibi düşüne düşüne oynasaydık"

***
Bıyık:

Karadenizi gezmekte olan turist :
-Allah Allah, burada herkesin bıyığı var, demiş.
Temel, burnuna dikkat çekerek :
-Biz demiş: -önemli ve değerli şeylerin altini çizeruz...

***
Muz kabuğu: 
Temel yolda yürürken muz kabuğu görmüş ve allah kahretsin yine düşücem demiş..!

HALİT ÇETİN'DEN CUMARTESİ FIKRALARI

Temel Fransada rahipmiş. Yardımcısı ile otoyol kenarında "Kardeşler! Yolun sonu yaklaştı..Bir an önce tuttuğunuz bu yoldan dönmelisiniz!" yazan levhayı, yoldan geçen arabalara gösteriyorlarmış.Geçen ilk şoför yardım topladıklarını sanarak :


-Hiç olmazsa bizi burada rahat bırakın! demiş içinden.


Virajı döndükten az sonra acı bir fren ve arabanın nehire uçuş sesi duyulmuş..Durumu anlayan Temel, arkadaşına: 


-"Esasında biz levhaya ?Köprü yıkıldı, geçmeyin!? yazsak, daha anlaşılır olacak herhalde."!..


***
Temel vosvosuyla giderken araba arızalanır, Temel durur yardım ister bir mercedes durur, arabayı halatla bağlarlar araba yola koyulur, 


Temelin arabasının selektörü açıktır. Mercedes çok yavaş gitmektedir arkadan gelen porsche hızla mercedesi geçince sinirlenen mercedes sahibi gaza basar. 


Radarda bekleyen polis gördüklerini telsizle şöyle anlatır. 


-Komiserim porshe tahmini 230 km hız yapıyor, onu geçen mercedes 260 km ve arkadan da bir vosvos selektörle yol istiyor..!


***


Temel Hindistan'a gitmiş ve başına buda heykeli düşmüş,
bunun üzerine Temel başımıza buda mı gelecekti demiş,
sonra düşünmüş taşınmış ve su sonuca varmış, buda gelir buda geçer…



***


Temel kapıcıyken asansör bozulunca, üstüne şöyle bir not yazmış:
"Asansör bozuktur, en yakın asansör karşı binada." ..!

ERKEKLERE TERS CEVAPLAR


Erkek: Sizi sinemaya davet edebilir miyim?
Kadın: Ben o filmi gördüm.

Erkek: Hayatım boyunca neredeydiniz?
Kadın: Sizden saklanıyordum.

Erkek: Size bir içki ısmarlayabilir miyim?
Kadın: Aslında içkinin parasını direkt alsam daha iyi olur.

Erkek: Bu cumartesi benimle çıkar mısınız?
Kadın: Üzgünüm, bu cumartesi başım ağrıyacak.


Kaynak: Halit ÇETİN

HALİT ÇETİN'DEN CUMA FIKRALARI

 Düşüş:
Temel, New York'taki gökdelenlerden birinin 53. katında çalışırken aniden ayağı kaymış ve aşağı doğru uçmaya başlamış... 52, 51, 50, 49, 48... Katları yıldırım hızıyla geçen Temel 8, 7, 6, 5, 4, 3, 2... ve 1'inci kata geldiğinde kafasından şimşek gibi şu düşünceler geçmiş:
- Sağa çok şükür Tanrum, haburaya kadar sağ sağlim celduk... ha bundan sonra birinci kattan düşsen de nasil olsa pişeycukler olmaz...


Sürpriz:
Temelle Dursun bir gün sinemaya giderler filmde bir at yarışı sahnesi vardır ve Temel Dursuna sorar:
-iddaya varmisun ben diyurum 1.at kazanur.
Dursun; 
-oldi bende 2. ata oynayrum.
iddayı Temel kazanır ve temel Dursunun 5 milyonunu alır ertesi gun Temel Dursunu arar :

-dünkü film varidiya ben oni önceden seyretmiştum vicdanum rahat etmedi onun içun aradum. Dursun;
- bende seyrettum
Temel;

 ee o zaman niye 2. ata oynadun?
Dursun; 

-süpriz oynadum da..!


Davet:
Temel Fadimeye;
 -"Fadime, bu akşam bize gel. Evde kimse olmayacak." demiş:
Fadime akşam gelmiş kapıyı çalmış çalmış kimse açmamış...


SOKRAT: 

Talebelerden biri Sokrat’a sormuş:

-Herkese güzel konuşma dersleri verdiğin ve onlara hitabet sanatını öğrettiğin halde, niçin sen de çıkıp bir konuşma yapmıyorsun?

-Evlat, demiş Sokrat. Bileytaşı keskin değildir amma, en sert demiri bile keskin eder…