AKILLI ADAMLAR PARTİSİ!

Demokrasimiz bir yara daha aldı. En azından benim için. Önce demokrasinin vazgeçilmez unsuru olan sivil toplum örgütlerinden “Kanarya Sevenler Derneği” lokalinin kumarhane olduğunu, birçok derneğin rahat kumar oynayabilmek için paravan olarak kurulduğunu öğrendik. Dün de demokrasinin vazgeçilmez unsurlarından olan partilerden birinin il teşkilatının gizli kumarhane olduğunu öğrendik.

Esasen ben bu işi çok mantıklı buldum; parti il ve ilçe teşkilatları ne işe yarıyor Allah aşkına? Partilerde bütün işleri liderler gördüğü, bütün delegeleri, yöneticileri,  il ve ilçe yöneticilerini lider atadığına göre ne gerek var bu teşkilatlara?

Kırk yılda gelecek lideri alkışlatmak ve mitinge adam toplamak için bunca bina tutmaya döşemeye ne gerek var?

Kumar oynanmasını tasvip etmemekle birlikte parti merkezinde kumar oynanmasını çok mantıklı buldum. Bir işe yarıyor hiç olmazsa.

Bu nedenle, “işçi bulma kurumu” gibi çalışan iktidar partisi il ve ilçe teşkilatları dışında bence partilerin il ve ilçelerde teşkilatlanmalarını kaldırmak lazım. Kongrede lidere oy verecek delege seçilsin yeter.

İl teşkilatını kumarhane olarak kullanan partinin takdir ettiğim diğer yönü ısrarcılığı. 17 Defa polis baskınına uğramalarına rağmen kumar oynatmaya devam ediyorlar. İnsanlarının amaçları için ısrarcı olmaları ve vazgeçmemeleri takdire değer bence.

Bu partinin en takdir ettiğim yönü ise strateji ve taktik olarak üstün vasıflarının bulunması. 18. Polis baskınını savuşturma taktiği literatüre girecek nitelikte. Parti binasına yapılan polis kuşatmasını “yangın var” diyerek toplu bir hücumla yarmış olmaları takdire değer. Yangın alarmını çalıştırmayı akıl etselerdi daha başarılı olurlardı ama eminim 19.polis baskınında bunu da yaparlar.

Bütün bunlardan sonra o partiye bir önerim olacak; isimlerini değiştirip Akıllı Adamlar Partisi (AKAP) yapsınlar. “Ne gerek var” diyebilirisiniz ancak polisin 17 defa bastığı bir yerde 18.defa o suç işlenebiliyorsa o suçu caydıracak bir ceza sistemi kuramamış ve parti teşkilatlarında ve derneklerinde kumar oynanan bir ülkeye çok gerekli bence Akıllı adamlar Partisi AKAP!


EKMELEDDİN BEKAROĞLU!

Ben Mehmet Bekaroğlu’nu cezaevlerindeki açlık grevlerini bitirmek için kurulan arabulucu heyette iken tanıdım. Aynı fikirde olmadığı insanların ölmemesi için gösterdiği çabayı takdirle karşıladım.

Daha sonra da aynı fikirde olduğu iki partiden iktidarda olanı değil muhalefette olanı tercih etmesi nedeniyle farklı bir siyasetçi intibaı bıraktı bende.

Son seçimlerde Erdoğan’ın memleketi Rize’de Saadet partisinden belediye başkanı adayı olması da takdire şayan bir davranış ayrıca.

Şimdi, eğer Kılıçdaroğlu, Mehmet Bekaroğlu’nu yukarıdaki vasıfları nedeniyle partisine davet ettiyse bir diyeceğim olamaz.

Yok, Ekmeleddin İhsanoğlu’nu cumhurbaşkanı adayı yapma mantığı ile yani AKP ve SP tabanından da oy almak için partisine çağırıyorsa o zaman kendisine bir önerim olacak; Mehmet Bekaroğlu’nun önce adını değiştirsin Ekmeleddin Bekaroğlu yapsın.


Bu sayede MHP tabanından da oy alır. Bekaroğlu soyadı AKP tabanından, Ekmeleddin ismi de MHP tabanından. Böylece tek başına iktidar bile olur bakarsınız.

EMİNE HANIM, ŞİMDİ DEĞİLSE NE ZAMAN?

Demokrasi seçenekler rejimi olmasına karşın, 76 milyonluk ülkemizde 3 adayın yarıştığı bir seçimle cumhurbaşkanı, tek adayın yarıştığı seçimle başbakan seçtik. Şimdi de iki adayın yarıştığı seçimle ana muhalefet partisi liderini seçiyoruz.

Üstelik, CHP Kongresi cumhurbaşkanlığı seçim sonuçları üzerine olağanüstü toplanıyor ancak ne hikmetse cumhurbaşkanlığı seçiminde Ekmelettin İhsanoğlu’nun adaylığını destekleyen iki aday yarışıyor. Partide İhsanoğlu’nun adaylığına karşı çıkarak başka aday göstermeye çalışanların ve seçimlerden sonra  Kılıçdaroğlu’nun istifasını isteyenlerin kongrede adayları yok.

Sayın Tarhan, cumhurbaşkanlığı seçimlerinde başka adaylar çıkarma girişiminiz güzel, seçim sonuçları üzerine eleştirilerde bulunmak da hakkınız. Ancak alternatif sunmadığınız sürece söylenen sözlerin ve eleştirilerin hiçbir bir anlamı yok bence.


Şimdi aday olmayacaksanız veya alternatif bir aday göstermeyecekseniz de ne zaman göstereceksiniz? Partiniz 2015 seçimlerini de kaybettikten sonra mı? 

IŞİDİN EN BÜYÜK SİLAHI

Bugüne kadar hiç kafa kesme videosu seyretmedim, fotoğraflarına da bakmadım.Ekranda aniden karşıma çıkan fotoğraflardan başka bir şey görmedim. Buna rağmen IŞİD’in yarattığı vahşet hakkında bilgi sahibiyim.

Ancak bu görüntülerin bir hayli meraklısı olsa gerek medyada ve sosyal medyada yaygın bir şekilde gösteriliyor ve paylaşılıyor.Bunun dışında IŞİD’in türbelere ve diğer dini sembollere yaptığı saldırılar ve kadınları köle pazarında sattığı iddia edilen görüntüler de yaygın bir şekilde paylaşılıyor.

Bildiğim kadarıyla Cengiz Han’ın en büyük silahı korkuydu. Bir çok medeniyet günümüze ulaşacak piramitler dikerken Cengiz Han kafatasından piramitler oluşturuyordu. Ele geçirdiği yerlerde herkesi öldürerek korku yaratıyordu. Ve bu yarattığı korku nedeniyle yaklaştığı bir çok şehir savaşmadan teslim oluyordu.

Şimdi yanı başımızda yaşananlara bir bakalım: IŞİD elemanları, savaşmadan Musul’u ve birçok şehri ele geçiriyor.  Bu sayede sırt çantasıyla girdikleri ülkelerde Irak ordusu ve Peşmergenin terk ettiği silahlara sahip oluyorlar.

Ne sayesinde? Tabi ki yarattıkları korku sayesinde.

Tabi ki ben askeri uzman değilim. IŞİD’in savaş yeteneği ve taktikleri hakkında bilgi sahibi değilim fakat sosyal medyada yayınladıkları kafa kesme görüntüleri sayesinde tıpkı Cengiz Han gibi korku yarattığı ve korkuyu bir silah olarak kullandığını biliyorum.
IŞİD’in yayınladığı vahşet görüntülerini ve yaptıklarını medyada gösteren, sosyal medyada paylaşanların IŞİD’e bu anlamda yardımcı olduklarını düşünüyorum.

Kısacası, IŞİD’in kötülüklerini anlatalım derken ona yardımcı olmayalım, yarattığı korkuya katkıda bulunmayalım  diyorum.


Bu sayede IŞİD’in yeni kafalar kesmesine engel olabiliriz diye düşünüyorum nacizane.

FEMEN RUS TANKLARINI DURDURABİLECEK Mİ?

Günlerdir kafasına kovayla buzlu su dökenleri izliyoruz. Bir hastalığa dikkat çekmek istiyorlarmış ama inanın ne hastalığı olduğu bile aklımda değil. Varsa yoksa başından aşağı buzlu su dökenler, meydan okuyanlar vs.

Çağımız teknoloji çağı, görsellik çağı, kabul. İyi görsel malzemeler de ilgi çeker o da kabul. Ancak sadece reklamlarda işe yarayacak bir şeyle ciddi sorunları çözmeye veya dile getirmeye çalışmak neyin nesi?

Ya da sırf eğlenmek için yaptığı bir şey ile kendini kahraman statüsüne sokma çabası, alet ettiği sorundan muzdarip olanlara ayıp değil mi?

Nitekim geçenlerde hasta yakınları isyan etmiş işi sulandırdınız diye.

Bugün de Ukrayna Savunma Bakanının “Rusya büyük bir savaş başlattı” haberini okuyunca aklıma Ukraynalı Femen gurubu geldi. Hani her fırsatta göğüslerini açarak yazdıkları protesto yazılarını gösteren kadın gurubu.

Yaptıkları eylemler bugüne kadar bir işe yaradı mı ya da amaçlarına ulaştılar mı bilemiyorum. Fakat bugüne kadar sorunları Femenin göğüslerinden öğrenmiş ve çözümünü de Femenin eylemlerinde arayanlar şimdi ülkelerine yaklaşan Rus tanklarına karşı ne yapacaklar?


Ne diyorsunuz, Femen durdurabilir mi Rus tanklarını?

OY VERMEYENLERE KURBAN OLUN SİZ!

Cumhurbaşkanlığı seçimleri sona erdi ve sonuçlar da beklendiği gibi gerçekleşti. İhale de oy vermeyenlerin üzerine kaldı. Adayları beklenen oyu alamayan liderler bile suçu sandığa gitmeyenlerin üzerine attılar:

-Size gül gibi aday bulduk, kıymetini bilemediniz!

Demokrasilerde(eğer varsa) oy vermek kadar vermemek de bir tercihtir ve kimse bundan dolayı suçlanamaz.

Ben adaylar belli olduğunda “Bu benim seçimim değil” başlıklı bir yazı yazarak hiçbir adayı Atatürk’ün koltuğuna uygun görmediğimi belirterek oy vermeyeceğimi baştan açıklamıştım. Seçim günü de öyle şezlongda falan da değildim. Evde temizlik vardı ve işin ilginç tarafı, eve temizliğe gelen kadınlar da oy vermeyeceklerini söylemişlerdi.

Şimdi, seçim bitti, sonuçlar belli oldu ve ilk günkü gürültü de kayboldu. Sakin kafayla “oy vermeyenler” neleri sağlamış onu görelim:

-Seçimlerde 5 milyona yakın vatandaş oy kullanmayınca, Erdoğan ilk turda seçildi. Ülke ikinci tur seçim eziyetinden kurtuldu. Yeni oy pusulalarının basılmasına ve başka seçim masraflarına gerek kalmadı.

-Erdoğan ilk turda seçildiği için, Demirtaş’ın oylarına ihtiyacı kalmadı ve bu sayede seçim sonuçları üzerinde “çözüm süreci” ile ilgili pazarlıklara gerek kalmadı. PKK’ya ve Apo’ya taviz verilmesine gerek kalmadı.

-CHP Kongre kararı aldı. Oy vermeyen 5 milyon vatandaş partileri değişime zorladı. Ha, kongre sonuçları bir şeyi değiştirmezse o da onların bileceği şey.

-Son olarak da, Eklemettin İhsanoğlu’nu beğenmeyip Demirtaş’a oy verenler de yemin töreninden sonra  eminim “keşke oy  vermeseydik” demişlerdir.

Görüldüğü gibi seçimlerde en doğru tavrı “oy vermeyen 5 milyon seçmen” göstermiştir. O nedenle seçim gecesi ettiğiniz küfürleri, yenilginin sonuçlarını üzerimize atma haksızlığını yaptığınız için bizden özür dileyin. Ve 2015 Seçimlerinde attığınız her adımda bizi aklınızda tutun.


Kısacası, oy vermeyenlere kurban olun siz!