AĞAMIN MERCEDESİ OLSA DA YIKASAM!

Aynı sektörde iki firma. Birinin durumu iyi diğeri batmak üzere. Durumu iyi olan şirketin elemanı kapı önünde patronunun arabasını yıkıyor.

Durumu kötü olan şirketin elemanı, bir yandan yıkanan arabayı seyrederken o sırada oradan geçmekte olan patronuna sitem ediyor:

-Keşke ağamın bir mercedesi olsa da ben de yıkasam!


Mercedes tartışmalarının seçimleri nasıl etkileyeceğine kafa yoranlara ithaf olunur.

OYUNUZ ANANIZA GITSIN!

Yine seçimler geldi ve bilmem kaçıncı defadır seçmen ne yapacağını bilemez durumda. Zira yine akıl hocaları iş başında; şuraya oy verirseniz oyunuz heba olur, buna oy vermezseniz şu gitmez vs.

Sistemi değiştirmeye, barajı kaldırmaya kimsenin niyeti olmayınca seçmen yine gönül rahatlığıyla oy veremeyecek ve bir dahaki seçime kadar verdiği oydan pişmanlık duyacak.

Ben yapı itibarıyla "bir şeyi yapmaya mecbur olmaktan" nefret ettiğim için bugüne kadar yapılan telkinleri dinlemedim ve verdiğim oyla bir şeyi değiştiremesem de pişman olmadım hiç olmazsa.

Nedeni ilkokul üçüncü sınıfta yapılan "yılın annesi" seçimi.

Efendim, ilkokul üçüncü sınıfta anneler günü yaklaşırken öğretmenimiz "yılın annesi" seçimi yapılacağını bildirdi ve herkesten sınıftan birinin annesinin adını küçük kağıtlara yazmasını istedi.

Yapılan seçim sonucu, okula sürekli gidip-gelen iki anne oyların büyük bölümünü alırken benim annem de 3.anne olarak benden aldığı tek oyla tahtada yerini aldı. Oylama sonucu, en çok oyu alan anneye bir hediye alındı ve ev ziyareti ile hediyesi takdim edildi.

O günden beri bu seçim zaman zaman aklıma gelir ve  seçimde kendi annesine oy vermeyen sınıf arkadaşlarımın ne düşündüğünü merak ederim. Ya da dokuz yaşındaki çocukların neden böyle bir seçimde oy kullanma durumunda bırakıldıklarını.

İşte her seçimde inandığı parti yerine başka partiye oy vermeye zorlanan seçmenleri de o sınıf arkadaşlarıma benzetirim ben. Ve her seçim öncesi onlara gönlündeki aslana oy vermelerini tavsiye ederim.

Evet, yine bir seçim geldi ve yine birileri, barajı kaldırmak, daha demokratik bir seçim sistemi getirmek yerine bizi  başkasının annesine oy vermeye zorluyorlar. 

Nasıl "Yılın annesi"seçiminde herkes kendi annesine oy verseydi öğretmenimiz bu seçimin saçma olduğunu anlar ve bir daha yapmazsa, eminim herkes gönlündekine oy verirse yönetenlerimiz de bu Saçma seçim sistemini değiştirmek zorunda kalırlar.

Seçimlerde verdiğimiz oy, bizim yönetenlere bir mesajımızdır. Gönlümüzdekine oy vererek, oy vermeyerek ya da seçim pusulasına bir şeyler yazarak tepkimizi gösterelim. Oyumuz bir şeyleri değiştirmese de koyun olmadığımızı gösterelim hiç olmazsa.

ISTANBUL 2.BÖLGE SEÇMENININ ZOR KARARI

Seçimde hepimizin işi zor ancak bana göre işi en zor seçmen Istanbul 2.Bölge seçmeninin. En azında bir Kısım seçmenin.

Onları zorlayan ise bir aday: MHP Adayı Ekmeleddin İhsanoğlu.
Şimdi, sen Istanbul 2. Bölge seçmeni ol, İhsanoğlu cumhurbaşkanı seçilsin diye tatili yarıda kes ve onu Atatürk'ün koltuğuna Layık görerek oy ver, o da büyük bir tevazuu göstererek bu sefer karşına milletvekili adayı olarak çıksın.
Gel çık işin içinden!

Oy versen, karşında kendine daha yakın bulduğun adaylar var.
Vermesen bu sefer kendinle çelişeceksin. Cumhurbaşkanlığı'na Layık gördüğün birini vekilliğe layık görmemiş olacaksın.

Kısacası işin çok zor kardeşim.

"Başka aday yoktu ne yapayım", "karısının başı açıktı ondan oy verdim" sözleri seni kurtarır mı bilemem!