KULAĞINA ZURNA ÇALDIRMAK

Herkesin gerçekleşmemiş hayalleri vardır. Bazısı için zaman geçmiştir, bazısı için hala fırsat vardır. Örneğin yetiştirme yurdunda büyümüş, okumuş, üst düzey yönetici olmuş, çocuklarını okutup evlendirmiş, dört tane de daire ve yazlık sahibi olmuş bir müdür bana itiraf etti:


-Bütün hayalim, bir kasaba girip bir kilo kıyma, bir kilo pirzola, bir kilo kuşbaşı ver, demek.


Bu kadar zorluktan gelip bu kadar işi başarmış müdürümüz, henüz bir kasaba girip hayalini gerçekleştirememiş. Saydığımız işleri yapmaktan sıra gelmemiş kendi hayallerine.

Benim de var öyle bir hayalim. İlk bir akraba baba-oğulda görmüş, imrenmiştim. Akrabamızın eşinin anlattığına göre galiba o ara bir incir bahçesi satmışlar. Ardından baba ve oğlu her gün meyhanedeler. 

Ayrı ayrı meyhanedeler ve bir süre sonra iki meyhaneye de taksiler yanaşıyor. İçinde davul-zurna ekibi. 

İmrenilmeyecek gibi değil. Meyhanede bir güzel içilmiş. Kapıdaki taksiye binilmiş. Davulcu önde, zurnacı arkada. Zurnayı kulağına üflüyor hem de Koca Arap zeybeğini yanındaki alemci mirasyedinin. Dinleyenin de kulağının altından çenesine doğru zurnacının zurnadan akan tükürüğü iniyor. Bu arada taksici de taksiyi yavaş sürüyor ki davul sesini duyan mahalleli de görsün alem nasıl yapılıyor. Bundan daha büyük keyif olabilir mi? 

Yıllar önce Söke’li bir meslektaşım vardı. Onun da içinde ukdeymiş, kulağa zurna çaldırmak fakat bir türlü gerçekleştirememiş. Oğlumun sünnet düğününde söz vermiştim ona ancak ömrü yetmedi. Kulağına zurna çaldıramadan gitti bu dünyadan. 

Ben ise hala gerçekleştiremedim hayalimi. Hayır, kulağına zurna çaldıran baba-oğul akrabalarımın bütün parayı, malı, mülkü tüketip bir sitede bekçilik yapıyor olmaları değil gözümü korkutan. 

Meyhane tamam. Taksi de buluruz, o da tamam. Karar veremediğim konu, kulağıma zurna çaldıracağım bizim Germenciğin gururu, namı yurt sathına yayılmış iki zurnacıdan hangisinin tükürüğü cildime iyi gelir. Basri’nin mi Tibet’in mi?

İşte hayalini gerçekleştirebilmiş bir arkadaş: Asım YAMAN

Hiç yorum yok: