KİMİN HELVASI YENİR?


Biri emekli diğeri çalışan, iki meslektaş. Emekli olanı ziyarete gelmiş, uğurlama faslı. Çalışan, emekliye: 



-Aman kendine dikkat et, helvanı yemeyelim sonra! 


Emeklinin beti benzi attı, kızardı-bozardı. 

-Ben iyiyim, size de öyle görünmüyor mu? 

-Olsun, sen yine de dikkat et, yemeyelim helvanı, ha ha ha! 

Bizim teselli cümlelerimiz işe yaramadı. Emekli meslektaşımız büyük bir üzüntüyle gitti. 

Aradan ne kadar geçti bilmiyorum. Çalışan meslektaşın evindeyiz. Ama meslektaşımız evde yok. İki gün önce kanserden kaybetmişiz, bir yandan mevlit okunurken bir yandan da helva dağıtılıyor. Emekli meslektaşa da çalışan meslektaşın helvası verildi doğal olarak. 

Helvanı yemeyelim denilen meslektaşın, kendisine bu uyarıyı yapan meslektaşın helvasını yediğini gözlerimle gördüm. 

Düşündüm de; kimin, kimin helvasını yiyeceği belli olmaz ya da yetkili olmadığımız konularda iddialı konuşmamak, fikir beyan etmemek lazım.

Hiç yorum yok: