EŞİNİ TANIMAK



Kimi diyor, bakmak değil, görebilmek lazım. 

Kimi diyor, karşındakini izin verdiği ölçüde tanıyabilirsin. 

Kimi de diyor, empati yaparak tanıyabilirsin-anlayabilirsin. 

Kimi de diyor, sırası gelmemiştir. 

Kimi de diyor, aklına gelmemiştir. 

Bu dediklerim sadece eşi tanımak için değil herkesi tanımak için geçerlidir. Örneğin yirmi yıllık arkadaşımın eskrimci olduğunu tesadüfen öğrendim. Demek sırası gelmemiş. 

Anlatacağım olay ise genel, fakat daha ziyade empatiyle ilgili ya da benim “ erkek kardeşi olup erkeğin nasıl yetiştiğini gören kadınlar, erkeği daha iyi anlar” teorimle ilgili. 

Sıhri hısımlardan birine davetliyiz. Davet kısmında ben yoktum, o nedenle neye davetliyiz bilmiyorum ama saatine bakılırsa yemeğe davetliyiz anlaşılan. 

Eve vardık, kısa bir hoş-beşten sonra evin erkeği adet olduğu üzere özür dileyerek dışarıya çıktı. Muhtemelen eksik kalan siparişleri almak üzere görevlendirilmişti. Benim bir başka iddiam ise; evin hanımının misafir ağırlamada yük tamamen kendisinde kaldığı için, intikam amacıyla ve de zahmeti paylaşmak için, mutlaka her misafir öncesi evin erkeğini kasten eksik bırakılmış ihtiyaçları almak üzere markete- bakkala gönderdiğidir. 

Manzara şöyle: evin kadını, annesi, kızı ve benim eşim kadınların özgürlük mabedi olan mutfaktalar. Bu kadar kişiyle salata yapılamayacağına göre muhtemelen bir kadın muhabbetindeler. Oğlum, zırlamasın diye açılmış bilgisayarın başında. Ben de salonda tek başıma oturuyorum bir saate yakındır. 

Evin erkeği dönmeyince mutfaktaki sohbet de bitince herkes salona döndü. Evin hanımı sordu: 

-Nerede kaldı bu, iki kilo portakal almak bu kadar sürer mi? 

-Yok canım, market kalabalıktır. 

-O zaman ötekine gitsin, bir sürü market var. 
… 

Adamın kapkaça uğradığı, evi bulamadığı bile söylendi ama benim söylediğime kimse itibar etmedi: 

-Bugün maç var, maç seyrediyordur. 

Evdeki kadınlar şiddetle itiraz ettiler. Adam cep telefonunu da almadığı için yola çıkıp aramaktan başka çare yoktu. Benden beklediler. Ben maç bitene kadar beklemeyi önerdiysem de kabul etmediler. 

Baktım evin kadını ile annesi giyinmişler adamı aramaya gidiyorlar. Anlaşılan tekrar girdikleri mabetlerinden böyle bir karar çıkmıştı. 

-Maç bitene kadar bekleyelim az kaldı, eğer illa ki gidilecekse de ben gideyim, derken kapının zili çaldı. 

Evin erkeği, elinde poşetlerle içeriye girdi. Mutfak ekibi erkeği poşetlerle mutfağa sorguya soktular. Dışarıya çıkan evin kadını haykırdı: 

-Alnından öpeceğim seni, nasıl bildin maça daldığını? 

Erkek olmak, evin erkeğinin maça meraklı olduğunu, o akşam da tuttuğu takımın çok önemli maçı olduğunu bilmek yeterliydi. 

Bilemediğim ise davet sahibi erkeğin elinde poşetlerle ayakta maçı seyrettiği ve takımı maçı garantilediği için maçın bitmesini beklemediğiydi. Evde misafir vardı ne de olsa. 

3 yorum:

Adsız dedi ki...

erkekler çok ince fikirli varlıklardır düşüncesini doğruluyor:)

Adsız dedi ki...

kadınların ve erkeklerın kotu yonlerıne hos bı bakıs.kadınlar ıntımkamcı ve laklakcı ; erkekler ıse sorumsuz olabılıyor bazen ne olacak canım

hakuna matata dedi ki...

Taniyamiyorsun bazen..Sakliyorlar cunku :) Anca mahkemede anlarsin tek yolu bu..Ben oyle anladim da ..
gulumse :)