YANLIŞ TEŞHİS


Yirmi beş yıl sonra yatılı okuldan bir arkadaşla buluşacağız. Arkadaşım bir başka şehirden geliyor ve ben onu tarif ettiği bir banka şubesinin önünde bekleyeceğim. Birbirimizi tanıyalım diye de kıyafetlerimizi, gözlük, bıyık ve saç rengi gibi bilgileri de verdik.

Randevuya gitmek üzere o taraf gittiğini öğrendiğim otobüse bindim. İnecek durağı da öğrendik mi tamamdır. Bunun için de yanımda oturandan rica ettim.

-Ben de o durakta ineceğim, dedi, yanımdaki sakallı takkeli adam, büyük bir memnuniyetle.

Anlattığım gibi oldu her şey ve ben tamamen masumum.

Sorun şurada ki; sorduğum banka bir cemaate ait olduğu söylenen bir banka, yanımdaki sakallı ve takkeli arkadaş da bu nedenle beni kendilerinden sanıyor. Yüzündeki memnuniyet ifadesi de bundan. Ben şimdiye kadar ne o bankanın içine girmişim ne de önünde randevulaşmışım. Sanıyorum arkadaşım da öyle. Sadece arkadaşımı arabayla bu şehre getirecek adamın bu bankada işi var, hepsi bu.

Yanımdaki sakallıya bankanın önünde bir arkadaşla randevum olduğunu söylesem de kıyafetim gayet memur kıyafeti olsa da anlaşılan o inanmak istediğine inanmış durumda. Ya benim nur yüzümden ya da arkadaşımın o bankanın önünde randevu vermiş olmasından olsa gerek cemaate yakın olduğumda ısrarlıydı. Yarım saatlik belediye otobüsü yolculuğuna ne konular sığdırdı şaşarsınız.

Benim ise kimsenin fikrini değiştirmeye ya da kimseyle tartışmaya niyetim olmadığından ve de bunca yıl sonra arkadaşla buluşmanın heyecanıyla yanıt vermedim, sadece dinledim.

Dediği durakta indik ve adam elimi tutarak beni karşıya geçirmeye çalıştı. Düşünün, refüjde ben ve sakallı bir adamla el ele. Trafik de yoğun, adam çekmeme rağmen elimi de bırakmıyor. Bir gören olsa anlat anlatabilirsen.

Bir yandan sakallı anlatmaya devam ediyordu, ben de dinlemeye. Yolun karşısına vardığımızda ayrılık vakti gelmişti artık. Benim bankayı sormamı şehre yabancı olmama yoran sakallı, telefonunu adresini verip benim telefonumu almaya çalışınca dayanamadım artık.

-Ben sizin sandığınız kişi değilim, bu bankaya sadece randevum olduğu için geldim, ben kamu görevlisiyim.

-Polissin yani?

Adam bunu derken kıpkırmızı kesilmişti ve sadece banka önünde işim olabileceğini ve ona hiçbir şey anlatmadığımı idrak etmişti nihayet.

Bu sefer ben de polis olmadığımı anlatmaya çalışmadım artık, yardımları için teşekkür ettim. Ayrıldık, o hala şaşkınlık içindeydi.


2 yorum:

Bucera dedi ki...

ha ha el ele tutuşup yürürken ceylan gibi de sekiyor muydunuz bari ?

R.Erkan SEZGİN dedi ki...

Yok trafik fobim nedeniyle bacaklarım titriyordu:))