Bilen bilir, bilmeyen için söyleyeyim. Bilmediğim konuda konuşmam, sadece dinlerim.Yazıyı ise asla yazmam. Bu konu da benim bilmediğim, en azından yazı yazacak kadar ehil olmadığım bir konu.
Fakat bu bir nevi nefsi müdafaa. Her yıl ramazan ayında hemen hemen aynı kişilerden aynı sorular gelince mecbur kaldım yazmaya. Yanıtlarını veriyorum ve lütfen bana bir daha da aşağıdaki soruları bana sormayın, yaptığınızı da anlatmayın.
-Fitreyi kime verdiniz? Verecek kimse bulamadık da.
-Verdik fitremizi yedi lira. Allah kabul etsin. Az ama ne yapalım, Diyanet öyle belirlemiş. Siz ne yaptınız?
Yanıt:
-Fitreyi verip vermediğimiz ya da kime verdiğimiz kimseyi ilgilendirmez. Bu alanla veren arasında bir konudur. Diyanet tarafından belirlenen miktar alt sınırdır. Günde yedi lirayı sigaraya verip yılda yedi lira hayır ettim diye reklam edilmez. Zaten verdiğin yedi lira, yetmiş liralık laf etme. Verecek kimse bulamadıysan zekat verdiğin kişiye ver, eğer verdiysen.
Bir de bu işin verme kısmı var. Yıllar önce aynı kasabadan evlendiğim halde kayınpederimin evinde bizim mahalleden birine rastladım arife günü. Fitresini almaya gelmişti. Görünce şaşırdım, o da şaşırdı beni görünce. Benim bildiğim en az iki evi vardı. Bizim mahallede olanında oğlu oturuyor, diğerinde de kendisi. Sanıyorum bir miktar da tarla bahçe var. Pek fitre verilecek kimse konumunda değildi bence.
Sordum, her yıl gelir alırmış, hem de bütün sülaleden. Söyledim en az iki evi olduğunu. Onlar da duymuşlar ama ihtimal vermemişler. Dediler, olsa niye istesin ki fitreyi. Oysa ihtiyacı olan asla isteyemezdi.
Bildiğim kadarıyla fitreyi vermek kadar doğru kişiye vermek de çok önemli. İyi araştırmak doğru kişiyi bulmak lazım ve de tabi ki kırmadan, dökmeden, reklam etmeden vermek lazım. Bu da o kadar zor bir şey değil. Biraz dikkatli bakınca etrafa, bulmak zor değil gerçek ihtiyaç sahibini.
Ben bir daha o komşunun kayınpederime geldiğini görmedim.Ama eminim ki hala arife günü fitre toplamaya devam ediyordur, beşinci evini tamamlamak için.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder