İŞE YARADI MI BARİ?


Ülke krizde, bir sabah bir baktık ki televizyonda alışkın olmadığımız görüntüler. Bir bakan Uno marka kendi arabasıyla makamına geliyor. Bir başka bakanımız ise o da kendi kullandığı cipiyle geldi. Bunu diğerleri de izledi.



Amaç, herhalde vatandaşımız kemer sıkıyor, bizde sıkıyoruz demek. Bakanlarımız lüks makam arabalarını, koruma ve şoförlerini bırakmışlar tasarruf ediyorlar bizim gibi.



Bir başka gün ise baktım bu partinin bakanları (koalisyon hükümetiydi) her sabah başbakanlığa gelen genel başkanlarını karşılıyorlar. Şoförden, arabadan ve korumadan tasarruf ama memlekete hizmetle geçmesi gereken zamanı genel başkanı karşılayarak israf.



Bir başka gece, televizyonda, daha önce konutu tuttuğu takımın bayrakları ile donatan başbakanın oğlu. Takımı şampiyon olmuş, bir spor programında yorumcularla birlikte şampiyonluğu yorumluyor.



Gece yarısına doğru başbakan yayına bağlanıyor. “Artık geç oldu, yarın okulu da var, oğlum eve dönsün artık”.



Yani hem oğlu takım tutan, kutlayan bir başbakanımız var. Hem de oğlu gece eve geç kalmasın diye canlı yayına bağlanan sorumlu bir baba.



Oysa, “oğlum, hadi konutu takımın bayrakları ile donattın, tamam. Tutulan mikrofona da duygularını dile getirdin, o da kabul. Fakat senin ne işin var bir sürü yorumcu arasında, gece yarısı” demesi gerekmez miydi?



Bütün bunlar anladığım kadarıyla bir imaj çalışması. Halka şirin görünme, senin gibiyiz, senden biriyiz, demek.



Benim merak ettiğim, bu parti müteakip seçimlerde yüzde bir civarında oy aldı. Önceki oylarından bir hayli düşük.



Bir değerlendirme yapıldı mı acaba? Bunları yapmasaydık yüzde yarım oy alırdık, tabi ki faydası oldu veya bunları yapmasak halkı aptal yerine koymasak belki daha çok oy alırdık. Hangisi doğru, biri söylese de aydınlansak.

Hiç yorum yok: