FAİLİ BELLİ CİNAYETLER


Orhan Veli’nin bir şiiri vardı. Işık yanan dağ evinde neler olup bittiğini anlamaya çalışıyordu. Ve “ belki de yazılmaz ne yaptıkları” diye bitiriyordu.

Evet, kapı kapandığında, hane halkı baş başa kaldığında evin kendi gündemi, kendi hayatı başlar. Kimse bilemez içeride neler yaşanıyor, ne olup bitiyor. O nedenle denir örneğin:

-Karı-koca arasına girilmez, diye.

Bir değerlendirme yapmanız için detaylı bilgiye ihtiyaç vardır. Asla akıl verilmemeli ve zorlanmamalıdır çiftler.

Fakat her zaman da merak konusudur bir başka evde yaşananlar. Belki o nedenle çok tutuluyor televizyondaki gözetleme programları.

Dışarıdan her şey normal görünse de arada patlar, dışarıya yansır evin içindekiler. Genelde üçüncü sayfalarına gazetelerin. Herkes de şaşkındır aynı zamanda:

-Biz çok sakin bilirdik!

Evet, her şey normal görünüyor. Kalp krizi geçirmiş bir adam ve onu ziyarete giden iş arkadaşları. Birden odaya bir kadın giriyor.

-Yeter artık, ne işiniz var burada. Defolun gidin. Ben sana demedim mi ziyaretçi gelmeyecek, diye.

Kadın, yaptığı eziyetle adamı öldüremediğinden olsa gerek teşebbüsünü tamamlamaya çalışıyor. Kocasının salasını dinlemeden içi rahat etmeyecek. Ziyaretçi değil, taziyeye gelenleri bekliyor belli ki.

Adam, şaşkınlık içinde odayı terk etmeye çalışan arkadaşlarına eşini gösteriyor.

-Anladınız mı şimdi, neler yaşıyorum.

Bir başka sefer bir makam mevkii sahibi ile tanışıyoruz. Aynı yerde kalıyoruz. Yemekte, lobide sürekli birlikteyiz. Muhabbet ilerledikçe ilk tanıdığımız kişiden bir hayli uzaklaşmaya başlıyoruz. Sohbet konularımız da memleket meselelerinden başka meselelere kaymış durumda. Bizim değil de makam mevki sahibinin:

-Bir gün kızla meyhanedeyiz…

(Kendi kızı değil, tabi ki)

-Bir balerin arkadaşla….

(O görev yaptığı küçük şehirde nereden bulduysa balerini)

-Gamze, üzüyorsun ama beni…

(Telefondaki dansöz arkadaşına)

-Karıları hazırlayın geliyoruz dedik, bir baktık ki kapıda bir sürü polis arabası, meğer bakan bey oradaymış, tüh…

(Ankara dönüşü bir otel sahibine)

Makam Sahibinin eşini kanserden kaybettiğini bir ara duymuş olmakla birlikte; hiçbir zaman eşiyle, bayan iş arkadaşlarıyla olan bir anısı ve hikayesini dinlemedik.

Dinlediklerimizden sonra, eşinin kanser olmasının ve de ölümünün, adamın kadınlarla ilgili anlattığı anılarından kaynaklandığı sonucuna vardık.



Hiç yorum yok: