KADERİMİZİ YAR!

Borsada bir deyim vardır:

-Bir kağıt al, unut. On yıl sonra zenginsin!

Bu fikir sanıyorum belli kağıtların on yıllık performansına bakılarak söyleniyor. Fakat başarabilen var mı bilinmiyor. Kağıt almak da mümkün, unutmak da. Fakat ikisi bir arada biraz zor. Fakültede, faizi harcamadan vazgeçmenin bedeli diye öğrendik.

Parayı belli bir süre harcamaktan vazgeçebilirsiniz de ne karşılığı bilmek istersiniz. O nedenle etrafımda parasını bir yere koyup unutacak birini tanımıyorum. Zaten kıt, anca yetiyor, unutmak ne mümkün. Unutamadığın bir parayı borsaya yatırıyorsan kumar oynuyorsun demektir. O zaman da şansa ihtiyacın vardır.

Hayatta bazı şeyler ise hem olanak hem de şans ister. Bir yere yatırıp unutacak kadar param olmadı hiçbir zaman. Şans ise yanıma bile uğramadı.

Tavlada yirmi iki kere gele atan duydunuz mu? Ya bir pulla oyun vereni. Abartıyorum sanmayın tanıklarım var. Tavlada rakibim bir pulumu kırdı. Tam yirmi iki defa gele attım. Tabi ki rakibim ben beklerken bütün pullarını topladı ve mars etti beni.

Bir defa da bir arkadaşın iki-üç pulunu kırdım. O yerine koyana kadar da ben almaya başladım. Tek pulum kalmıştı ki, arkadaş kırdı. Ben tek pulu koyup getirmeye çalışırken o hepsini topladı. Son aşamada onun üç puluna karşılık benim bir pulum vardı dışarıda ve yine de rahattım. Ben iki bir atarak içeriye giremezken o çift atarak oyunu aldı. O günden beri de hiç tavla oynamadım.

Okeyde ise bir keresinde yirmiye eksi bir yenildik. Rakiplerimiz habire açıp gösterge yaparken biz açamadığımız gibi bir gösterge bile yapamadan yenilmiştik. O nedenle şansa dayalı oyunları oynamam zorunlu kalmadıkça.

Hiç kumar oynayanları seyretmişliğiniz var mı bilmem. Nefretle bakarlar birbirlerine. Masada dönen unutabilecekleri, saçabilecekleri bir para değildir çünkü. Evin rızkıdır masadaki. Bedeli de ağırdır. O nedenle birbirlerine sempatiyle bakılmaması normal bir kumar masasında.

Bir çay ocağında, üstü başı perişan, kim bilir ne zorluklarla kazanılmış paralarını birbirine kaptırmamaya, karşısından da bir yevmiye, bir rakı parası koparmaya çalışan iki kişi. Bakışlar nefret dolu. Kılıç çekiyorlar. Kılıçta, kağıdın kesilmesi çok önemli. Kağıdı kesen, istenen kağıdın hangi tarafta olduğunu belirleyecek. Kimin kazanacağını, belki de kimin aç kalacağını, kimin rakı içeceğini. O kadar önemli . O nedenle kağıdı kestiren haykırdı:

-Kaderimizi yar!

Evet, borsada bir süre unutabileceğiniz paranız yoksa o zaman siz de sesleniyorsunuz aracı kuruma:

-Kaderimizi yar!

Hiç yorum yok: