KOCASININ FEDAİSİ

Rivayet odur ki, uzun süren bir uçak kaçırma eyleminden kurtulan çiftlerin hepsi boşanmış. Geçen yıllarda tsunamide bir adada mahsur kalan futbolcu ve  manken çiftimiz de ayrıldılar dönüşte. Anlaşıldığı kadarıyla yaşanan zorluklar karşısında, çiftler birbirinin gerçek yüzünü görüyor ve yaşanan hayal kırıklığı ile ayrılık kaçınılmaz oluyor.

Tabi ki insan sırtını bir duvara yaslayarak kendini güvende hissetmek istiyor. Eminim yukarıdaki çiftler de öyle hissetmişlerdir ki hayal kırıklığı buradan ortaya çıkıyor ve ayrılıyorlar.

Bana da öyle olaylar rastlamıştır ki yazmak belki benim elimde değildir. Yazılsın diye benim görme mesafemde olmuştur olaylar. Zira kaç kişinin başına gelir ki böyle şeyler.

Müşteri olarak pavyona giden bir kadın, döner bıçağına karşı hücum eden bir genç kız ve kocasına fedailik eden bir kadın.

Pavyona giden ve pistte birlikte oynadığı dansözün “ne farkımız var, ikimiz de aynı pistte oynuyoruz” şeklinde baktığı kadını bir başka zaman anlatmak üzere bir kenara koyalım. Evet, her erkeğe nasip olmaz, döner bıçağına göğsünü siper eden bir kızla kocasına fedailik eden bir kadın. Sırtını dayayabileceği bir kadın kısacası.

Bir gün yol kenarında araba beklerken uzakta bir kavgaya ilişti gözüm. Seyyar arabada döner satan bir adamla bir başka adam kavgaya tutuştular. Kavganın belli bir aşamasında, dönerci, arabasından aldığı döner bıçağı ile diğer adama hücum etti.

Tam bu aşamada olmayacak olan oldu ve devreye bir kadın girdi. Normalde kadını koruma görevi erkeğindir. Göğsünü gerekirse siper etmek de. Kadın böyle durumlarda genelde çığlık atar sadece. Bir yardım çağrısı belki de sadece bir refleks.

Burada tersi oldu. Etek ceket, şık giyimli bir kadın. Saçlar fönlü ve sivri topuklu. Yirmi-otuz yaş arası.  Nereden çıktı bilmiyorum (bütün dikkatler kavga edenlerin üzerindeydi). Kadın, elinde döner bıçağı olan adamın önüne geçti. Elini tuttu, bir-iki de tokat attı. Az da olsa duyulan seslerden diğer adamın kızı olduğunu anlayabildim. Baba ise arkada öyle kaldı. Kız o kadar cesur, o kadar kararlı ve o kadar tereddütsüz gitti ki adamın üzerine, adam arabasını alarak olay yerinden uzaklaştı.

Normalde şık salon kadını diyebileceğiniz kızın cesareti hala gözlerimin önündedir.  Kız belki polis ya da askerdir diyebilirsiniz, asla değil bence. Öyle olsa, ne bileyim değişik dövüş teknikleri kullanırdı, silahını çekerdi. Ya da yapılı bir kadın olurdu. Bunun cesaretinden başka bir şeyi yoktu babasını kurtaracak.

Bir insanın babasını kurtarması tabi ki anlaşılabilir bir durum, her şeye rağmen. Peki, kocasına fedailik yapan kadına ne demeli?

Tatillerde çocuk işçi statüsünde bir fabrikada çalışmaktayız. Fabrikada devamlı çalışan, hepimizden büyük, resmi bir sıfatı olmasa da ustabaşı kıvamında biri de çalışıyor. Sürekli çalışmaktan adeleli birisi. Bizlere de çok kötü davranıyor. O nedenle bizle olmasa da daha büyük çalışanlarla sürekli ağız dalaşı içinde. Evi de tam karşıda, karısı da sürekli, evin önünde oturuyor, bizi seyrediyor..

-Karısı olmasa fena yapacağım ama..

Evet, ona kızanlar böyle diyordu sık sık. Erkek karısının yanında asla dövülmez. Nedenini daha sonra anlayacaktık.

Bir gün, biri dayanamadı sonunda ve tekme-tokat girişti bu ustabaşı kılıklı adama. Kısa sürede de altına aldı fena halde dövmeye başladı. Tam bu sırada sessizce kavgayı seyretmekte olan ve asla hemcinsleri gibi çığlık atmayan, panik yapmayan kadın, derhal eline bir odun alarak kocasının imdadına yetişti.

Beklemediği yerden sırtına odun yemeye başlayan adam, kadına doğru dönmüşken kocası da ayağa kalktı ve o da vurmaya başladı. Karı-koca adama saldırdılar. Bu arada araya girenler kavgayı ayırdılar.

Bu gördüğüm olay beni çok etkiledi. Kadının fedakarlığı, gözü pekliği, cesareti. Her erkek ister böyle sırtını yaslayabileceği bir kadın. Tabi ki döner bıçağının üzerine yürüyen de bir kız.

Uçaktakiler boşandığına göre kocasına fedailik yapan kadın ve kocası mutlu olmalılar değil mi? Ben de aksini duymadım, daha doğrusu kadını görmedim bir daha. Yıllar sonra adamı gördüm kahvede, arkadaşlarına anlatırken duydum. Dostu varmış.

-İkisini idare etmek zor oluyor, diyordu gülerek, bir eli de pala bıyıklarında.

Hiç yorum yok: