-Pas-kal-bi-zi-dis-ko-ya-gö-tür!
Yıllarca bar pavyon gezdiği, takımın ondan başarısız olduğu için birçok futbolcu eleştirilirken, diskoya gittiği için alkışlanan tek futbolcu Pascal, benim bildiğim. Hala geliyor ve aynı tezahürat yapılıyor. Pascal’ın akılda kalan bir golü veya bir maçtaki unutulmaz bir oyununu hatırlayan yok. O diskodan sorumlu devler bakanı. Peki disko muhabbeti güzel mi, bu tezahüratı hak edecek kadar?
O bağıranların hiç birinin onunla aynı diskoya gittiğini sanmam. Televizyonda disko kapısında görülmüş, birileri de onun iyi diskoya gittiğine inandırmış taraftarı, hepsi bu. Onun yapılan teşvikleri yanlış anladığı, sahada yaptığı bir hareketle anlaşılıp apar topar ülkesine gönderildi ama herhalde hareket unutuldu diye yine buralarda. Film de çekti, bir sürü programlara da katıldı. Yine dozu kaçırıp bir şey gösterene kadar buralarda ve tezahürat devam edecek:
-Pas-kal-bi-zi-dis-ko-ya-gö-tür!
Sergen hakkında ise hep“kafayı çalıştıramadı, bu yeteneğine rağmen yazık etti kendine, bar pavyon gezmese biraz çalışsa ne takımlarda oynardı Avrupa’da kim bilir” diye söylendi.. Doğrusu ben de aynı kanaatteydim. Yıllar sonra televizyonda yine bu sorulunca ben aldım cevabımı, ikna oldum:
-Bu yeteneğinle biraz daha çalışsan, gece hayatını bıraksaydın da bir Avrupa takımında oynasan olmaz mıydı?
-Yıllarca bana bu söyleniyor da beni kimse dinlemiyor. Tabi ki isteseydim bir Avrupa takımında oynayabilirdim de, oynamak isteyen kim?
Evet, Paskal’a diskoya gitmeyi uygun gören kamuoyu, Sergen’i diskoya sokmayıp avrupaya göndermeye çalışıyormuş. Ve sormuyormuş da istiyor musun, diye. Ben öyle uygun gördüm, diyorlar sadece.
***
Yine görürsünüz birilerini bir başkasının yerine karar verirken:
-Baba ben kimya okumak istiyorum. Puanım orayı tutuyor. Sen beni özel üniversiteye hukuk okumaya zorluyorsun.
-Saçmalama, ailede herkes hukukçu. Deden, halan, dayın, ben. Emekli olunca da bir avukatlık bürosu açarım, sana da hazır olur. Nerden çıktı bu kimya?
***
-Sayın Genel Müdürümüz milletvekili adayı olmak için istifa eder diye bekledik ama etmedi. İşaret gelmedi herhalde.
-Belki istemiyordur.
-İstemez olur mu canım. Maaşı şöyle, statüsü yüksek, dokunulmazlığı var.
-Genel Müdür şu an bütçe olarak yedi bakanlıktan daha büyük bir yeri idare ediyor. Personel sayısı, teşkilatı itibarıyla yine birçok bakanlıktan daha fazla bir yerin zirvesinde. Söylesen herkes tanır. Neden istesin parmak indirip-kaldıran beş yüz elli kişiden biri olmayı?
***
-Master yapıyorum. Beni alan masterli kız almış olacak.
-Vallahi o senin düşüncen. Erkeklerden eğitimli kızla evlenmeyi düşünene rastladım ama illaki masterli olsun diyene rastlamadım. Bir erkek üniversite bitirdiğin halde seni almamışsa master yaptın diye alacağını hiç sanmam. Onun yerine karar verme.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder