ŞOFÖRLÜK BABADAN ÖĞRENİLMEZ!


-Sınavı geçtiniz tebrikler. Fakat hemen trafiğe çıkmayın lütfen!

Evet, bu da bir Türkiye gerçeği. Yasal olarak araba kullanmaya hak kazandığınız ehliyeti veriyorlar ancak araba kullanmanızı tavsiye etmiyorlar. Nedeni, onlar da biliyorlar ki, bu eğitim araba kullanmak için yeterli değil. Ama bütün kabahat ehliyeti veren kurs yönetiminin değil. Bu sözler söylenirken arabada devletin görevlisi de var. O da katılıyor ki söylenene, itiraz etmiyor.

Evet, ben de aldığım ehliyetin sadece sınavın yapıldığı köy yolunda araba kullanmama yeteceğini ancak başka yerde yeterli olmadığını biliyorum. Nitekim direksiyon hocam da söyledi. Fakat pratik yapmaya iznimiz olmadı. 

Hocam, Bulgaristan'dan yeni gelmiş bir göçmen. Direksiyon eğitiminin yetersiz olduğunu görünce benden önceki öğrencileri şehir içi trafiğine sokmuş. Yakalayan trafik polisi, bir daha sürücü adayları ile şehir içinde görürse ceza yazacağını söyleyince vazgeçmiş. İsyan ediyordu:

-Burası ne biçim memleket? Bu kadar eğitimle ehliyet mi verilir, şehir içinde pratik yapılmayan trafik eğitimi mi olur?

Ben yine de iyi eğitim almıştım. Kursta zorunlu yirmi saati doldurmuştum. Diğer adayların durumu daha vahimdi. Uyanık direksiyon hocaları köye kadar araba kullandırdıkları adayları övüyor kahvede birlikte oturuyorlardı. Kimi ise arabayı yıkıyordu köy çeşmesinde. Bir yandan da övünüyorlardı:

-Hoca sen iyi kullanıyorsun, daha fazla kullanmana gerek yok, dedi. Ne de olsa çabuk öğreniyorum ben.

Bir-iki saat eğitimin hocalara benzin tasarrufu(!) sağladığı akıllarına gelmiyordu hiç.

Peki, insanlar az eğitimle ehliyet alabildiklerine göre eksik eğitimlerini nereden ve kimden alıyorlardı?

Ya doğruda trafiğe çıkarak diğer sürücülerin çıldırmalarından, ya ilave özel direksiyon derslerinden ya da ailedeki eski tecrübeli sürücülerden.

Bir gün bir telefon:

-Yetişin, "anne  kurtar beni" dedi, telefon kapandı ve ulaşılamıyor. Kesin uçuruma yuvarlandı bunlar.

Evet, kızına çok düşkün bir baba, kızını alarak memlekete direksiyon çalıştırmaya götürüyor. Arabadan gelen son haber de bu; anne kurtar beni.

Alelacele toplandık. Annenin iş yerine vardık. Bir kısmımız anneyi sakinleştirmeye çalışırken bir kısmımız da ne yapabileceğimizi düşünmeye çalıştık. Çalıştıkları yer yüz kilometreden fazla mesafedeydi. Yer net olarak da belli değildi. Bir kısmımız polisi aradık kaza falan var mı diye. Bir kısmımız ise o civara yakın oturan arkadaşları aradık yola bakın diye. Fakat saatler geçti ne polisten ne de arkadaşlardan bir haber yok. 

Sonunda memlekete giderek kendimiz aramaya karar verdik. Bir kısmımız annenin yanında kalırken ben arabayı almaya eve gittim. Eve varınca telefon geldi, baba-kız bulunmuştu.

Olay şu, malum trafikte olmak stresli. Acemi bir şoförün yanında yolculuk daha bir stresli. Özel donanımlı olmayan bir arabada, acemi bir şoförün yanında olmak hele acemi de en sevdiğiniz biri ise düşünün artık stresi. Baba, bu kadar stres altında kızına bağırıyor en küçük hatasında. Kız ise babasının  bağırmasına alışkın olmadığından strese giriyor. Trafikte acemilik de cabası. O nedenle annesini arıyor cepten. Biraz da düşüncesizce olayı abartıyor:

-Anne kurtar beni!

Baba ise bu kadar stresin üzerine bir de kızının cepten annesine yakınmasına kızıyor ve cep telefonunu elinden alarak kızgınlıkla fırlatıyor. Telefon kapanıyor ve ulaşılamıyor. Kendisinde de telefon yok.

Ben de ehliyet sonrası özel ders almıştım. Daha sonra bir tanıdık gençten de uzun kurslar aldım. Özel hoca zaten işi o olduğundan ve araba donanımlı olduğundan bağırmazdı. Tanıdık genç ise hem çok sakin biriydi hem de saygısından asla bağırmazdı. Ben o şekilde hallettim ama araba kullanmayı babadan kocadan ve kardeşten öğrenmek asla mümkün değil bence.

Öncelikle eğitim bir uzmanlık işi. İkicisi ve en önemlisi eğitim kesinlikle özel donanımlı bir araçla yapılmalı. Bu tür araçlarda öğretenin müdahale olanağı olduğundan bağırmasına gerek kalmıyor. Üçüncüsü ve en önemlisi de insanın babası, kocası ve kardeşi onun yakını ve onu en seven kişi. En küçük hatada tehlike doğduğundan stres artar ve bağırmak kaçınılmaz olur. Bağırıldıkça da öğrencinin stresi artar ve hata yapma sayısı da. 

Bence hiç uğraşmayın, bu işi profesyonellere devredin. Bazı arabaların arkasında görürsünüz belki ama hiç bir ehliyetin arkasında gördünüz mü, "babam sağolsun" yazdığını?

Hiç yorum yok: