ANAHTARLA AYNI TARAFTA OLMAK


Yazmak zor iş. İnsanlığa diyeceğim var, diye yola çıktım. Kalemimi özgür bıraktım. Yazmaktan yaşamımı kazanmak zorunda olmadığımdan ya da belli gün ve saatte yazmak zorunda olmadığımdan elime, dilime bir şeyler geldiğinde yazdım. Hatta bir defasında; insanlık bu yazı yazılmadan ne yaptı bunca zaman, duygusuna kapıldığım bile oldu. 


Fakat bunca zaman yazmaya ya da yazıp da yayınlamaya cesaret edemediğim konular var hala. İnsanlık bunun için affeder mi beni ileride bilemem. Sürekli gel-git. Sonunda varacağız bir yere. 

Bu yazı da öyle yazılardan biri. Yazının sonunu getirir miyim ya da yayınlar mıyım bilemem. Ama başlayalım bir kere bakalım elimiz nereye gidecek? 

Şimdi, efendim konu zaten mahrem. Olay mahalli, herkesin gittiği, olduğunu bildiği ve de herkesin orada ne yapıldığını bildiği bir yer. Ama o kadar mahrem ve orada yapılan o kadar önemli ama o kadar da lüzumsuz bir konu ki. O nedenle insanlar oraya isim arayışlarını sürdürüyor hala. Tuvalet, hela, 00, wc, ayakyolu, aptes bozma yeri vs. 

Kiralık ve satılık ev ilanlarında da o nedenle hiç bahsi geçmez. Üç oda, bir salon, ebeveyn banyolu denir ama tuvaletli, ebeveyn tuvaletli veya tuvaleti şöyle denmez. Vardır, belki sayısı da fazladır ama bahsedilmez. 

İnsanın en kendisiyle baş başa kalabildiği, en düşünce ürettiği yerdir orası. Fakat apartmanlarda da en ses geçiren yerdir, havalandırma boşluğundan mı, ses yankı yaptığından mı bilinmez sesin en fazla geldiği yerdir. O nedenle kendiyle baş başa kalma zorlaşır apartman tuvaletlerinde. 

Üst katın salonundan gürültü gelirse, “akşam misafir vardı galiba komşum” denir. Ama tuvaletten gürültü gelirse, “komşum Kelkit fasulyesi aşırı gaz yapar, ondan yediniz herhalde” denmez. Ayıptır çünkü. 

Bütün bunlara rağmen fazla kalanların itham edilmesine de karşıyım. İnsanın gerçekten ihtiyacı yoksa bir saniye bile kalmaz orada. Kalamaz da zaten. Hele alaturkaysa nasıl vakit geçer ayakta veya çömelik. 

Bu kadar giriş ve açıklamadan sonra sonra sorarım size, nasıl girilir bir yazıya, komşu kadın tuvaletteyken, diye. 

Evet, ben de oradaydım. Alaturka ve son derece dar bir tuvaletimiz vardı. Yani işini bitir çık, öyle bir yer. Benim işim kolay da komşumun işi zor. Zira ben anahtarla aynı taraftayım da komşum ters tarafta. 

Üzerinde unuttukları anahtarı üç yaşındaki muzır oğlu kilitlemiş. Komşum da koridordaki oğlunu kapıyı açması için ikna etmeye uğraşıyor, bağırıyor, o nedenle duymamak mümkün değil. Bir yandan da üst katındaki komşuya duyurmaya çalışıyor durumunu: 

-Gizem Ablaaaaa! 

İnsanlığa ileteceğim birinci hayat dersi; hiçbir anahtarla ters tarafta bulunma. Aynı tarafta bulun ki hükmedebilesin. Dışarıdaysan tekrar girebilesin, içerdeysen de sen izin vermezsen kimse giremesin. Anahtarla ters taraftaysan irade başkasındadır ve onun keyfine kalmıştır. 

Nitekim kadın tuvalette kilitli kalmış, üç yaşındaki oğlunun iradesine teslim olmuş vaziyette. İkinci hayat dersi ise kimseyi kızdırmayacaksın, bir gün eline düşebilirsin.Komşum bütün tatlı dili ve analık hakkıyla yalvarıyor: 

-Oğlum, canım, yavrum aç kapıyı, çeviriver kilidi. 

-Bana geçen dondurma almamıştın. 

-Buradan çıkayım istediğin kadar. 

-Bana ne, bana ne. 

Kadın bir yandan oğluna yalvarırken bir yandan da Gizem Ablasına sesini duyurmaya çalışıyordu ki kocasına haber versin, adam eve gelsin de kurtarsın kadını tuvaletten. Çocuk ise hem şarkı söylüyor hem de oyununa devam ediyordu, ne yaptığının bilincinde olmadan. 

Benim durumum ise daha vahimdi. Komşu benim izinde olduğumu bilmediğinden muhtemelen bizi işte sandığından bizden yardım istemiyordu. Aldığım terbiye ise komşuları dinlememeyi öğütlüyordu. Bir de empati yaptığımda insanların görülmesini, duyulmasını istemediği halleri olduğunu düşündüm. Komşum belki de benim onu o halde duymamamı istediği için Gizem Ablasından yardım istiyordu. 

O nedenle sesimi çıkarmadım. Kadının oğluna ve üst kat komşusuna seslenişi bir süre daha devam etti. Ben de sesimi çıkarmadım. Oğlanın ya da komşunun bir an önce kadının sesine kulak vermeleri için dua ettim. 

Sonunda Gizem Hanım duydu feryatları. Sonrasını eşimden dinledim. Gizem Hanım, komşunun kocasına haber vermiş. Adam aceleyle işten gelmiş çocuktan aldığı anahtarla karısını tuvalet hapsinden kurtarmış. Çocuk da gerçekten inatçıymış, babası gelene kadar açmamış kapıyı. 

Aman, kimseyi fazla kızdırmayın ve anahtarla aynı yönde bulunmayı unutmayın.

Hiç yorum yok: