ONLARI DA TANIYALIM

Gerçek mi, efsane mi bilmiyorum. Doğru olduğunu varsayıyorum: 



-Pavarotti, zamanında Ankara Opera ve Balesine gelmiş. Bir yıl sonra beğenilmemiş, gönderilmiş. 


-Kristof Kolomb, Venedik Kralından sonra padişahımızdan gemi istemiş kabul edilmemiş. İspanya Kralını ikna ederek çıkabilmiş, Amerika’yı keşfettiği seyahate. 

-Leonardo Da vinci’nin Haliç Köprüsü projesi hayata geçseydi ne olurdu? 

Pavarotti, Ankara Opera ve Balesi sanatçısı olarak tanınsaydı dünyada, barbar imajımız devam eder miydi? 

Kristof Kolomb, padişahımızdan aldığı gemilerle keşfetseydi Amerika’yı, Küba’nın adı ne olurdu? 
Haliç Köprüsünü inşa edebilseydik Da Vinci’nin, turist rekoru kırar mıydık? 

Peki, Pavarotti Pavarotti olmasa, Kolomb Amerikayı keşfetmese ve Da Vinci’nin eskizleri bulunmasa neler kaybettiğimizi bilebilecek miydik? 

Yönetenlerimiz aynı mantıkla, aynı uzak görüşlülükle hareket ettiğine göre; ne Pavarottiler, Kolomblar ve Da Vinciler harcandı kim bilir? 

Bir de sürekli tekrarlanan bir söz var: insan yaşarken değeri bilinmeli. Doğru, evet bilinmeli. Ama her yönüyle bilinmeli. Madem ki insanları başarıları ile tanıyoruz, o halde kaçırdığımız fırsatları da bilmeye hakkımız yok mu? 

Pavarotti’yi işe yaramaz diye geri göndereni, Kolomb’a gemi vermeyen padişahı ve Da vinci’nin köprüsüne değer vermeyeni de öğrenmeliyiz. 

Ya da İzmir’e fuarı kazandıran yöneticileri biliyoruz da kordona sur gibi binaların dikilmesine izin verenleri bilmeye hakkımız yok mu?

Hiç yorum yok: