DUYGULAR SÖMÜRÜLMEK İÇİN VARDIR!



Her lüksün bir bedeli var. Kadın çalışıyorsa erkek bilecek ki akşam yemeğini sekizden önce yiyemeyecek. Ya da gelirinin bir kısmı ile ev işleri için belli aralıklarla kadın alınacak. Başka türlüsü mümkün değildir ve aksi takdirde kadın çok zor durumda kalır, ezilir.

Toplumsal iş bölümü için de gereklidir bu. Sonuçta insan daha rahat yaşamak için çalışır. Daha rahat ve daha temiz bir evde yaşamak için de gereklidir eve yardımcı kadın almak.

Evlendikten bir süre sonra eşim de anladı ki tek başına yürütebileceği ya da en azından istediği gibi yürütülecek bir iş değil bu. Biz de kadın almaya karar verdik ve eş dost yardımıyla bulduk bir kadın. Kadın çok güzel çalıştı. Tertemiz yaptı her yeri. Giderken de sordu:

-Hangi sıklıkta geleceğim?

-Biz sizi ararız.

-Benim günlerim dolu, öyle her aradığınızda gelemem. Haftada bir ya da on beş günde, bileyim ki ben de programımı yapayım.

-Düşünelim, ararız sizi.

Nitekim düşündük ve aradık da. Fakat kadın gelmedi. Boş günleri de dolmuş. Anlaşılan işini iyi yapan boş kalmıyor.

Bir süre sonra eşim yine zorlanınca tekrar bulduk birini. Haftanın bir gününü de hemen tahsis ettirdik. Kadın güzel çalışıyor her şey yolunda. Fakat kadının geldiği günlerde eşim bir süre kendine gelemiyor. Kadının acıklı hikayesi çok üzüyordu onu. Esasen, evlere temizliğe gitmek öyle çok tercih edilecek, severek yapılacak bir iş değil. O nedenle mecbur olmadan yapılacak bir iş değil zaten. Dokunsan vardır her birinin bir acıklı hikayesi ya da mecburiyeti.

Efendim, eşim dinledikçe açtı kesenin ağzını. Kesenin ağzını açtıkça da dinledi. Artık çocuğa ne alırsak bir tane de kadının çocuğuna, eşime ne alırsak kadına da alıyoruz neredeyse. Kocası öldüğü için bana alınan tek alınıyor sadece. Kadın, her hafta hem içini dökmüş hem de parasını ve hediyelerini almış olarak dönüyor evine; tren setleri, markalı çocuk giysileri ve eşimin giysilerinden birazı.

Akşam o evine mutlu dönerken biz evde onun hikayeleriyle yediğimiz yemek boğazımızda bir akşam geçiriyoruz.

Bir gün evimizi boyatmaya karar verdik. Hemen imdadımıza yetişti kadın. Kardeşi bir kamu kurumunda çalışıyordu. Maaşı yetmiyordu. Mesai dışında da evleri boyamaya gidiyordu. Bir Hafta sonu bizim evi de boyayabilir miydi? Tabi ki neden olmasın? Yalnız hafta sonu bitmesi için bir arkadaşını da getirecekti yanında ve yüz elli liraya uygun fiyata boyayacaktı evimizi. Biz evimizi ilk defa boyattığımızdan fiyatları bilmiyorduk ancak araştırmadık da. Tanıdıktı sonuçta.

Bir cumartesi sabahı geldiler ve boyamaya başladılar. Bizim kadının kardeşi, düz yerleri boyarken yanındaki adam zor yerleri boyuyordu. Adam normal boyacı kıyafetindeydi, kardeşin tulumu ise çok temiz ve yeniydi.

Adet olduğu üzere boyacılar iş başında, evin erkeği olarak ben de ayak işlerine bakıyorum. Yemek tedariki (pide, pizza), çay-kahve ikramı. Derken ikinci gün kadının kardeşinin bir işi çıktı. Bir süreliğine bir yere gitti. Öbür adam:

-Hem işten anlamıyor hem de ustalık taslıyor!

-Neden boyacı değil mi o?

-Ne boyacısı abi, adam devlet dairesinde çalışıyor. Ablası temizliğe gittiği evlerden boya işi alıyor ben yapıyorum. Yirmi lira yevmiyeye yapılacak iş değil ya ne yapalım iş yok.

Evet, olay gayet açık ve net.  Kabullenilmesi zor, anlatılması acıklı olsa da gerçek bu. Kadının kardeşi boyacı falan değil. Bizden aldığı yüz elli liranın kırk lirasıyla yevmiye ile usta tutmuş. Usta boyuyor adam kazanıyor. Ablasının acıklı hikayeleri sayesinde. Biraz araştırınca öğrendik ki elli liraya evi boyatmak mümkünmüş.

Ben zaten kadının acıklı hikayeleri ile eşimi ağlatmasına kızıyordum. Bu olay bardağı taşırdı. Enayi yerine konulmak, aldatılmak ve sömürülmek çok zoruma gitti. Hemen kadınla ilişiğimiz kestik ama bir şey söylemedik. Zaten söylemeye kalksam ağzımdan iyi bir şey çıkmayacaktı. O nedenle susmayı tercih ettim.

Aradan kaç yıl geçti bilmiyorum. Bir akşam evde yalnız olduğum bir sırada zil çaldı. Baktım o kadın. Başka eve taşındığımız halde aramış bulmuş bizi.

-Ne olur tekrar geleyim temizliğe, çok zor durumdayım!

Başka bir kadın bulduğumuzu söyleyerek göndermeye çalıştım. O hala telefon numarasını eşime vermem konusunda ısrarcıydı. İleteceğimi söyleyerek kapattım kapıyı. Anlaşılan duygusu sömürülecek insan kalmamıştı ve ikinci tura çıkılmıştı. 

Hiç yorum yok: