EMPATİ SIĞIRI


Hiç rastladınız mı bilmem; otobüste bir kadın oturmuş yanındaki koltukta çocuğu oturuyor. Tepelerinde ve otobüsün diğer bölümlerinde kucağında çocuk ayakta bekleyenler, hamileler, yaşlılar ve hastalar. Kadın hiç oralı değil. İstifini bozmuyor, çocuğunu kucağına alıp birinin oturmasına yardımcı olmuyor. 



Muhtemelen bu kadın çocuğu kucağında ayakta otobüs yolculuğu mutlaka yapmıştır. Bunun nasıl bir şey olduğunu da biliyordur. Ancak ayaktayken isyan ettiği, eleştirdiği bir şeyi daha sonra kendisi yapıyor. 

Uzmanlar insanların kendini bir başkasının yerine koyarak karşısındakinin duygularını tepkilerini öğrenebileceğini söylüyorlar ve sanırım buna da empati yapmak diyorlar. Yani kişi empati yaparak karşısındakini anlayabilir. Herkesin başkalarını anlayabilmesi için aynı şeyleri yaşaması gerekmiyor. 

Buna rağmen bir arada yaşayan insanların birbirine hayatı çekilmez hale getirecek davranışları devam ediyor. Örneğin bir şoför, köşe başına parketmenin o tarafa dönecek kişilerin işini nasıl zorlaştırdığını görebilir. Şoför olmayan biri de az düşünerek empati yaparak anlayabilir, böyle park etmenin başkalarına ne zorluklar yarattığını. Buna rağmen çoktur köşe başına park etmiş araba, itfaiyenin ambulansın geçemeyeceği yere park edilmiş araba da. Bir arkadaşım böyle kişilere empati sağırı diyor. Başkalarına ne zorluk çıkardığını göremeyen, duyamayan, düşünemeyen anlamında. 

Efendim, her akşam gittiğim yolun son kısmında iki yüz metrelik bir bölüm var. Yol çift şeritli. Sol şerit sola dönecek araçların bekleme şeridi. Devam edecek araçlar ise sağ şeridi kullanıyor. Bu böyle olduğu halde sağ şeritte bir araba park ettiği takdirde doğal olarak yol tıkanıyor. Akşam saatlerinde trafik yoğun olduğundan kısa sürede trafik tıkanıyor. Sola dönecek araçlarla devam edecek araçlar sol şeride yöneldiğinden bir karmaşa bir keşmekeştir gidiyor. 

Araçların park ettiği yerde, bir bankaya ait ATM makinesi, birkaç cep telefonu bayii ve giyim mağazaları var. Yani acil park edilmesini gerektiren hastane vs. yok. Bir defasında da tanık oldum. Arabasını park etmiş bir adam, cep telefonu bayiinde kendine en uygun abonelik bilgisi almaktaydı. Dışarıdaki yüzlerce araç ise korna sesleri ile birbirlerinden yol istemekteydiler. Ya da bir başka gün yüzlerce insanın ATM’den para çekecek birini beklediğine tanık oldum. Arabasını arka sokağa park ederek insanları mağdur etmemeyi düşünememişti.  

Diyeceksiniz ki nerde bu devlet, nerde bu trafik polisleri? Vallahi arada da olsa görüyoruz polisleri. Ceza yazıyorlar ancak yazılan cezanın o an tıkanan trafiğe faydası yok. Bir yerel yönetici de yeni yol yapılmasından söz ediyordu. 

Bir zamanlar ülkemizde devamlı yolsuzluk operasyonları yapılıyordu ve her bir operasyona da bir hayvan adı veriliyordu. Balina, horoz vs. Ben de o sırada bildiğim yolsuzlukların en büyüğüne yapılacak operasyona bir isim bulmuştum; sığır operasyonu. Yedikleri miktara uygun olsun diye. Fakat o operasyon bir türlü yapılmadığından bulduğum isim boşa gitmişti. 

Şimdi, sırf ATM’den para çekmek, cep telefonu bayisinden bilgi almak veya bir giyim mağazasında keyif sürmek için arabasını olmadık yere park eden ve bu nedenle yüzlerce insanı bu arada ambulanstaki hastayı ya da evi yanan birini mağdur eden bu kişiler için kullanıyorum bu deyimi: Empati Sığırı!

Hiç yorum yok: