İŞİN UCUNDAN TUTMAK


Üniversitede okuyan bir kız. Evine dönüyor. Saçlarını arkaya doğru atıp evlerine doğru havalı bir şekilde giderken arkasında annesi iki büklüm valizini taşıyor.

Manzara bence korkunçtu ancak bir şey söylemedim. Aradan aylar geçti. O kızla tanıştım. İlk sözüm:

-Annene valizini taşıtman hiç de hoş değil!

-Ne zaman?

-Geçen kış, okul dönüşü.

-Abi, ben hiçbir zaman anneme valizimi taşıtmam. O gördüğün gün caddeden sokağa kadar ben taşıdım. Köşeden eve kadar annem çok ısrar etti yoruldum diye. Ama haklısın, kim görse aynı şeyleri düşünürdü.

Evet, her zaman gözümüzün gördüğü, önyargılarımızla beslediğimiz olaylar göründüğü gibi olmayabilir. Baştan kabul ediyorum. Fakat ne kadar empati yapmaya çalışsak da bazı insan manzaraları var ki, aksi ispatlanana kadar bizi rahatsız etmeye devam ediyor.

Örneğin bir koro, devlet korosu. Hepsi bildiğim kadarıyla kadro karşılığı sözleşmeli çalışıyorlar. Yani hem iş garantileri hem de normal bir memurdan fazla gelirleri var. Eğitimliler. Ayda bir verdikleri konserdeler. Erkekler smokinli, kadınlar tuvalet giymişler. Gayet şıklar. Fakat o ne? Her birinin elinde bir restoran menüsünün biraz büyüğüne benzer şeyler var. Şarkıları oraya bakıp söylüyorlar.

Yani, ayda bir defa on tane şarkı söyleyeceksin. Onu da ezberle be kardeşim!

Ya da televizyonda bir klasik görüntü. Birileri sorunlarını anlatmak için basın açıklaması yapıyorlar. Önlerinde kalabalık basın mensupları, arkalarında da destekleyen taraftarları. 

Değişmez manzara; açıklamayı yapan bir kağıttan bir şeyler okuyor. Yanında da biri megafonu tutuyor. Hopörleri de bir başkası. Eğer bir de yağmur yağıyorsa da bir başkası da şemsiye tutuyor.

Şimdiye kadar bu manzarada yüzlerce açıklama-eylem seyrettim televizyonda. Hiç biri de aklımda kalmadı. Genelde de bu manzara devamında polisle eylemci çatışmışsa yayınlanıyor. Belki de ondandır söylediklerinin aklımızda kalmaması.

Yine de her şeye rağmen şöyle gür sesli, yanında kağıdını megafonunu tutan birileri olmayan gümbür gümbür haykıran birilerini arıyor insanın gözleri. Ya da en azında söyleyeceğin şeyleri ezberle, dinleyenle göz teması kur, dinleyenin de aklında kalsın birkaç cümlen be kardeşim!

Hiç yorum yok: