BU HALK İYİ Kİ SİZE OY VERMEMİŞ!

Benim bildiğim muhalefet demek alternatif demektir, farklı olmak demektir. Alternatif olduğunuza ve farklı olduğunuza halkı ikna etmeniz gerekir. Bunun için de söylem yetmez, sözlerinizin eylemle desteklenmesi gerekir.

Efendim, çok yorucu ve yıpratıcı bir seçimi geride bıraktık. Halkımız bir şekilde kararını verdi. O günden beri de seçim sonuçları üzerine konuşulanları dinliyoruz. Ne halkın koyunluğu kaldı ne de Stockholm Sendromu.

Ben de herkes gibi çıkan sonuçları hayretle izlerken okuduğum bir haber beni çok şaşırttı; CHP’nin İş Bankasındaki hisselerini temsilen atanan üç yönetim kurulu üyesinden ikisi eski milletvekili-bakan oğlu çıkmış.

Biliyorsunuz seçimler yerel seçim olmaktan çıktı ve bütün kampanya ayakkabı kutuları ve babalar-oğullar üzerinden yürüdü. “Sizin bakanlar ve oğulları” diye sürekli eleştirenler meğer o sırada 28 Mart günü iki eski milletvekili-bakan oğlunu İş Bankası gibi büyük bir kuruluşun en üst karar organı olan yönetim kuruluna önermişler.

Koskoca parti, Ülkenin en büyük bankalarından birinin yönetim kurulu üyeliği gibi deneyim ve bilgi birikimi gerektiren bir görevine eski iki milletvekili oğlundan başka atayacak birilerini bulamamış. Muhtemelen iktidar olduklarında da ekonomiyi bu iki isme teslim edecekler. Bazı belediye başkanlıklarını eski başkan oğullarına devrettikleri gibi.

Ben her zaman seçimlerde halkımızın sağduyulu davrandığına, yaptığı işte bir bildiği olduğuna inanırım. Bu olaydan sonra da öyle oldu. Meğer halkımızın bir bildiği varmış.


Biliyorsunuz “eldeki elma daldakinden iyidir” diye bir atasözümüz var. Seçimlerde halkımız herhalde “madem oyumuzu baba-oğula vereceğiz. Bari şimdiki baba-oğula verelim” diye düşünmüş olmalı.

Hiç yorum yok: