KEDİ YILINDAYIZ

Galiba Çin takviminde yıllar hayvanlarla ifade ediliyormuş. Yavaş yavaş bizde de öyle olacak gibi. İleride 2010’lar diye bir dizi çekilecek olursa başrol için önce bir kedi bulmak gerekecek.

Kedi, epeydir sosyal medyada sevginin, masumiyetin bir simgesi haline gelmişti. Gerçekten kedi seven arkadaşlarımı tenzih ederim ancak durum öyle bir hal aldı ki, kedi insanların bir imaj aracı haline geldi. Varsa yoksa kedi.

Öyle ki, tanıdığım, suratı sirke satan, kompleksli biri bile, profilindeki kucağında bir kediyle çekilmiş fotoğrafı ile kendini sevimli gösterme çabası içine girmişti.

Ben insanların tek tip haline gelmesine karşı olduğum için kendilerini tek bir hayvan üzerinden açıklamalarına da karşıyım. Yoksa kedi ile bir problemim yok. O nedenle şimdiye kadar arkadaşlar arasında bir espri konusu haline geldi bu tepkim.

Fakat ne zaman seçim akşamı bir çok şehirde elektrikler kesildi ve ne zaman ardından bir “kedi bombardımanı” başladı işte o zaman anladım ki kedi yılındayız. Sevgi, şevkat, kişilik kedi üzerinden açıklandığı gibi artık seçim sonuçları da kedi üzerinden yorumlanmaya başladı. Bir kaç gündür varsa yoksa kedi ve trafo üzerine paylaşımlar.

Tabi ki bu arada bir sürü soru da güme gitti. Aslında Enerji Bakanı yaptığı açıklamayla elektrik kesintilerine bir açıklama getirmedi, muhalefet partilerini kurtardı. Kedi olmasaydı eğer şimdi biz başka şeyler konuşuyor olacaktık:

-Kim kimin oylarını böldü?

-Bu kadar yolsuzluk iddiaları varken bu sonuç nasıl çıkabildi?

-Seçim kampanyasını sadece tapeler üzerinden yürütmek doğru muydu, kime yaradı?

-Aday seçiminin sonuçlara etkisi yok muydu?
Evet, sorular uzayıp gidiyor. Biz trafoya giren kediyi konuşurken bu sorular güme gitti ve biz “oy veren koyunlara” kızarak tekrar kendi kedi paylaşımlarımıza dönebiliriz.

Ha, bir de evlerimize birer kedi posteri asalım ki torunlarımız bu yılları sorduklarında neyle uğraştığımızı, neyi konuştuğumuzu gösterebilelim.



Hiç yorum yok: