NAİDE ABLA BİZİ GÖZETLİYOR!

Böyle klişe lafları sevmem aslında. Bildik sloganlarla okuyucu, ranting peşinde hiç değilim. Bu aralar çok moda, her şeyde her tartışmada bu sözler konunun içinde. Aslında bu yarışma ve yarışmaya adını veren sözler, varlığını ve başarısını yaşamın gerçeğinden alıyor.Etrafımızda gördüklerimizi utanmadan, sıkılmadan seyrediyoruz hepsi bu. Yoksa gözlemek ve gözlenmek eskiden beri var. Bu program, bu tiplerin yaratıcılığını öldürür, tembelliğe iter hepsi bu.

Ne yapıyor acaba Naide Abla şimdi? Çok sıkılıyordur eminim. Ben onun kadarını ne gördüm, ne de duydum. İşinin ehli, iş denebilirse tabi ki buna.

Bekarken fakülteden bir arkadaşım var. Dışarıda buluşmamıza eşi izin vermiyor.O nedenle en az haftada bir arkadaşımla evlerine gidiyoruz. Eşi de çok iyi biri.Misafirperver, neşeli, esprili bir arkadaş. Ev gezmesini sevmesem de gördüğüm ev sahipliği nedeniyle isyerek gidiyordum arkadaşıma.

Bir komşuları vardı.Naide Abla. Ben kendisini görmedim ama o beni ezberlemiş adeta. Nitekim arkadaşımın eşine de soruyormuş beni. Ne iş yapıyorum, bekar mıyım, kız bulsa evlenir miyim?

İşi gücü etrafı gözetlemek, dinlemek. Sonra da rapor haline getirip isteklilerine servis etmek.Arkadaşımın eşi çalıştığı için günlük ve hafta sonu olmak üzere alıyor raporunu.Daha doğrusu o anlatıyor.

Tabi öyle bir komşu olunca bazı şeylere katlanmak gerekiyor:

-O sakallı amca eşinin amcası mı?

-Sürekli gelen şişman kısa boylu bekar mı?

Naide Ablanın  gözleme ve dinleme faaliyetinden netleştiremediği bilgiler bunlar. Doğrudan soruyor.

Ben görmediğim için hep bir abartı payı bırakmıştım dinlediklerime.Fakat Naide Abla bu, beni bile ikna etti sonunda.

Arkadaşın eşi bir keresinde memleketine gitti. Arkadaş yalnız, eşi yokken bari çıkalım dışarıya, dedik. Benim tanıdığım iki kızla birlikte yemek yedik, okey oynadık ve makul bir saatte de kalktık. Güzergah gereği önce arkadaşı bıraktık evine iki apartman mesafedeki kavşakta, sonra da kızları lojmanına bıraktım ve kaldığım yere gittin. Hepsi bu olayın.

Aylar sonra bir gün arkadaşımın evinde, ağzımda bakla ıslanmadığı için kendimi anlatırken buldum:

- Sen memleketteyken biz kocanla iki kızla... 

-Saat yarımda, kavşakta ayrılmışsınız. Sen kızlarla aşağıya doğru devam etmişsin. Kızlardan biri iri gözlü zayıf, diğeri kıvırcık saçlı...

Arkadaşımla ben soran gözlerle bakakaldık birbirimize. Oysa olayın gizli kalmasında anlaşmıştık.Kim sızdırdı?

Meğer Naide Abla evinin iki apartman ötesindeki kavşakta, saat gecenin yarımında balkondan bizi görmüş.Arkadaşın eşine anlatmış.Fakat allah için ne gördüyse onu anlatmış.Abartıp bir yuvanın yıkılmasına sebep olmamış.

Yenge Hanım, biz de itiraf edince anladı ki tehlikeli bir durum yok. Sadece rica etti bana. Bir dahaki sefer okeye erkeklerden iki kişi bulmam için.



Hiç yorum yok: