TEKNOLOJİK ÖZÜRLÜ


Hayır, teknolojiyi kullanamayan anlamındaki “teknoloji özürlüsü” değil bu. Bu,  teknolojiye sahip olmuş ancak nasıl ve neden kullanacağını bilmeyenler için benim uydurduğum bir deyim.

Nasıl mı? Bakın etrafınıza, teknolojiyi insanın huzuru mutluluğu için değil, kendi ilkel bencilliği, cehaleti için kullanan çok insan görürsünüz.

Yıllar önce otobüsteki yerimi bir başkasına satan, bana da “fark etmez abi” diyen pişkin otobüs şoförüne söylemiştim:

-Otobüsler neredeyse havada gidecek ancak siz hala aynı koltuğu birkaç kişiye satmayı beceriyorsunuz!

Evet, ithal ettiğimiz otobüsü üretenler yolcu rahatını memnuniyetini artırmak için sürekli yenilikler peşinde koşarken, bizim otobüs işletmecileri o otobüste yolcuyu ayakta götürerek eziyet etme peşindeler.

Yazın hafta sonlarını sevmem. Şöyle bir balkon keyfi yapamazsın. Her hafta sonu etrafta yapılan kına gecesi veya sokak düğününün sesi evinizde sohbet etmenize bile engel olur.

Bu ses sistemlerini icat edenler, düzenlenecek toplantı veya sanat etkinliklerinin daha çok insana kolayca duyurmayı amaç edinmişlerdir. Oysa bizde ses sonuna kadar açılır. Amaç, orada toplananlara müziği ulaştırmak değil, sesin ulaşacağı her yere duyurmaktır evlendiğini ya da sünnet olduğunu.

Şikayet etseniz, “ ayıptır komşuya yapılır mı?”

Peki, küçük kasaba ve köylerde birilerine duyurmak için oluşturulan düğün, sünnet ve asker uğurlaması konvoylarının büyük şehirlerde gürültü kirliliği yaratmaktan öte bir anlamı kaldı mı artık?

Hadi diyelim ki bu düğün-dernek, her zaman olmaz. Biraz hoşgörü gösterelim. Peki, evde son ses sinema seyreden komşuya ne diyelim?

Efendim, bir yaz günü. Hava sıcak, millet balkonda. Uzaktan gelen düğün, sünnet gürültüleri, korna sesleri tamam. Tamam değil de alıştık diyelim. Peki, karşı komşumdan gelen son ses film gürültüsüne ne demeli. Bir şey diyemedik tabi ki. Demeye kalksak da duyulmazdı zaten. Ne kapı zili sesi, ne telefon, ne de bağırmak hiç biri işe yaramazdı o sese. Çaresiz çektik. Sadece film bittikten sonra balkonda sigara içen komşuma seslendim:

-Komşum, bir dahaki sefer Türkçe dublajlı film alsan iyi olur. Bu İngilizce olduğu için filmden bir şey anlamadık!

Peki, at üzerinde gezen sünnet çocuğunu takip eden konvoyda hararet yapan araçlar sorununu kim çözecek memleketin?

Hiç yorum yok: