LÜTFEN PİSTİ BOŞALTIN!


Bu aralar yazdıklarım içime sinmemeye başladı. Yazılarımın istediğim gibi olmamasından, yazılarımın anlatmak istediğimden başka şeyler anlatması korkusundan her sabah güne yazmama niyetiyle uyanıyorum. Fakat hayatın akışı içinde kendimi yine de yazarken buluyorum.

Evet, bu sabah da yazmama niyetiyle güne başladım. Arızalanan şofbenim zaten yaşamın kendisi konusunda “ben buradayım” demişti. Fakat oğlunu evlendirmekte olan ve düğün telaşı ile her şeyin mükemmel olması çabası içindeki birine tavsiyelerde bulunurken, anlattığım bir anonsu yazma gereği duydum.

Düğün gibi törenler, çoklu kombinasyon problemi çözmek gibi bir şey. Herkesin her şeyi önemsediği, herkesin herkesi memnun etmeye çalıştığı, buna karşın herkesin asla memnun olmamaya çalıştığı olaylardır.

O nedenle, böyle bir işe kalkışacak kişi bilecek ki asla kimseyi memnun edemeyecek. Örneğin, ablalarımın birinin düğününde kuaföre götürülmeyen kuzenlerimden biri üzüntüden bayılmış, ağlamaktan gözleri kan çanağına dönmüştü.

Şimdi, babam beş annem on altı kardeş olunca, bütün bayan kuzenleri kuaföre götürmek de mümkün olamamıştı doğal olarak. Sayıyı makul hale getirmek için de sanıyorum başını örtenleri kuaföre götürmeme kararı verilmişti. Fakat kuzenim bayılınca kuaföre götürülmüştü hatanın telafisi için. Saçı nasıl olmuş derseniz vallahi biz göremedik. Kuzenim kuaförden yine başı örtülü gelmişti. Tek fark edilen şey, başörtüsünü kabarmış saçları üzerine örtmüş olmasıydı.

İkinci tavsiyem ise her soruna mutlak bir çözüm bulunabildiği için düğünde çıkması muhtemel sorunlara da anında çözüm bulmak mümkündü ve o nedenle telaşa gerek yoktu.

Bir düğünün en önemli  unsurlarından biri de neşeli olması, oynayanın çok olması, gelenlerin eğlenmesidir. Orkestranın işini bilmesi, davetlilerden de hiç olmazsa iyi oyun oynayanların bulunması gerekir. Ben bugüne kadar orkestranın iyi olmaması, düğünde oynayanların az olması, düğünün neşesinin olmamasına çok tanık oldum ama bir keresinde öyle bir düğüne gittik ki masada oturan yok.

Biz öğrenciydik ve sanıyorum düğün sahiplerini de tanımıyorduk. Sadece bir arkadaşımızın ısrarı ile o düğüne katılmıştık. Düğünde orkestra o kadar iyi, oynayan o kadar çoktu ki; bir ara pistte kımıldayacak yer kalmadı. Biz zaten piste bile ulaşamamış masamızın kenarındaki bulduğumuz bir boşlukta oynuyorduk.

Manzara aynen şöyleydi: muhteşem bir orkestranın çaldığı oyun havaları, pistte yer kalmamış ve salonun her köşesinde aralarda oynayan davetliler. Sorun böyle olunca çözüm de gecikmedi tabi ki. Bir anons duyuldu:

-Sevgili Davetlilerimiz, pist çok kalabalık oldu, ezilenler olabilir. Lütfen gelin ve damadın birinci derece akrabası olmayanlar pisti terk etsin, masalarının yanında oynasınlar!

Hiç yorum yok: