İHSAN EKİZ'DEN : KAPINDAYIM XXVII

Engelli bir koşuda kırk yaşımı aşırmışken kel kafamın üzerinden
dört işlem becerisine dahi sahip olmayanlar sorguluyor yaşadıklarımı
umutlarımı soyup unuttuklarımı masaya yatırarak otopsisini istediler 
geçmişe gömdüklerimi kulak dolgunluklarından çıkartıp koydum önlerine…

sizler gibi bebektim, büyüklerimi taklit ederek öğrendim konuşmayı
dilimin kemiği yoktu ki, ne duyduysam onlar döküldü dilimden
argo cümlenin yakışığı, küfür marifet, savunmam sonrası silahım oldu kelimeler
uyduruktan oyuncaklarla icat edilmiş aldatmaca oyunlar oynadım
adı eğitim olan erozyonla çöle dönüştürdüler çocukluğumu
yalan, dolan, fitne fesatla şenlendirmeye çalıştılar yok ettiklerini
egosu filiz veren bir ormandan geldi kaçınılmaz ergenliğim
eksikliğine ezikliğimin altında kaldı sahip olduklarımın cakası
hoşnutsuzluğuma dönüşen kütükten kurtulmak için çabaladım
gençliğimi farklı bir coğrafyada yaşama ödülümle canımı acıttım
geleceğime kazanç oldu acımın meyvesi, mahsulü yüzümü güldürdü
hayatı emin adımlayıp temeli sağlamlaştırmak adına çakıldı imzalar
kendimden çalınanlarla tohumlanıp yüceltildim babalık sorumluluğuna
elime yüzüme bulaştırıp yaşayamadığım aşklar
zamanımın yetmediği yerlerde vazgeçtiğim dostluklar
hakkı verilmemiş nice vefalar, nice şükranlar
yastığımda uykusuz pişmanlıklar, armağandan yaşanmışlıklarla
düşe kalka, sürüne uça, baş tacıyken ayakaltlarına
geldim kırk küsür yaşıma, küsürattan sayıldığım hesaplarla…

kendimi sorgulayıp hesabı düzleştireceğim noktadayım şimdi
sıfatım eşleşmesinde denkleştirip hepsini, kuruyorum şimdi denklemi
ergenliğime kadar sorumsuz geçtim, affedilmiştim zaten tanrı katında
o yüzden çıkartıyorum bebeklik ve çocukluk yaşlarımı kırk yaşımdan
geri kalanını uykuma bölüp, uyanıklığımı bölüştürüyorum sorumluluklara
eşimle toplamım olanlardan babalığımı çıkartıp
yaşayamadığım çocukluğu yaşama fırsatımı ekliyor
bölünüyorum koşuşturması bol yaşamımda kucaktan kucağa
kalan kırıntı zamanları umutlarımla çarparak çoğaltmaya uğraşıyor
hayallerim gerçeküstü bulunup sorumluluklarım gözüme sokuluyor
kırk yaşım kırıklığım oluyor, protez uydurup ayakta kalmaya çalışıyorum
yaşını bile hesaplayamayanlara denklemlerle sundum gerçeğimi
yine anlamayacaklar beni, kodu dedi’den geçirip
denklemin sonucunu dedikoduyla bulacak
ayakaltlarında aşağılayacak aşağılıklar…

İhsan EKİZ 03.04.2011

Hiç yorum yok: