SİZİ BLOGUMDA REZİL EDERİM!


Nizamettin Biber’in “ Eloğlu Blogerleri ve Biz” başlıklı yazısını okuyunca yıllar önce yaşadığım bir olay aklıma geldi, anlatayım.

Antalya’da beş yıldızlı bir otelde, beş günlük seminerin son günü. Arkadaşlarla otelin lobisinde oturuyoruz. Birden başımızda “manken kılıklı” bir hanım beliriyor. Otelin Halkla İlişkiler Müdiresiymiş.

Otelden memnun olup-olmadığımızı soruyor. Kendisi aynı zamanda Milliyet Blog yazarı olan arkadaşımın eşi Sibel Hanım lafa giriyor ve başlıyor otelde gördüğü noksanlıkları saymaya.  Sibel Hanım bir  ara “ Blog Yazarı” olduğunu söylemeyi de ihmal etmiyor. Ben de lafa giriyor ve hızımı alamayarak “sizi blogumda sizi rezil ederim” diyorum.

Söylediğimiz noksanlıklar ise biranın yanında ucuz çerez verilmesi gibi şeyler.(Allah başka elem keder vermesin)

Telaşlanan müdire hanım, söylediğimiz her sorun için ilgili müdürü çağırdı. Kısa sürede biz rahat koltuklarımızda otururken otelin bütün ilgili müdürleri karşımızda tek sıra dizilmiş, bir yandan söylediklerimizi not alırken diğer yandan konuyla ilgili sağa sola talimatlar yağdırmaktaydılar.

Bu arada bize beş gün boyunca canla başla hizmet eden ve takdirlerimize mazhar olan garson kardeşimizin adını da not aldılar.

Sonunda müdürler görev mahallerine dağıldılar ve biz de restorana geçtik.

Gece geç vakit odama girdiğimde gelen seslerle irkildim. Işığı açınca televizyonun açık olduğunu gördüm. “Açık unuttum herhalde” diye düşünürken çalışma masasına gözüm takıldı.

Masada büyük bir meyve tabağı, bir şişe şarap ve teneke kutuda “lüks kuruyemiş” bırakılmıştı. Ertesi günü öğrendim ki lobide bizimle birlikte olan bütün arkadaşlara aynı jest yapılmış otel yönetimi tarafından.

Saat gecenin yarısıydı ve benim ne o şarabı içecek ne de meyveleri yiyecek halim vardı. Sabah eşyalarımı toplarken hiç olmazsa şarap ve teneke kutudaki kuruyemişi yanımda götürmeyi düşünsem de valize sığdırmam mümkün olmadı.

Ben de odayı o halde terk ettim.

Evet, yaklaşık sekiz yıllık blogerlik yaşamımda, bloger olarak gördüğüm tek maddi karşılık bu oldu.


O da haydan geldi huya gitti.

Hiç yorum yok: