YAZIYORSUN DA METAFORUN GÜÇLÜ MÜ?

Bir çevirmen arkadaşımın “yazdıkların edebi değil, yayınlamayı düşünmüyorsun herhalde” sözünün üzerinden yıllar geçti ve ben bu sürede 1300’e yakın yazı yazdım ve 1100 tanesini de yayınladım.

Yazdıklarım edebi mi yoksa yaptığım “had bilmezlik mi” bilemiyorum.

Bildiğim, okumanın benim için bir tutku, yazmanın ise en büyük hayalim olduğu. Bu o kadar öyle ki, gittiğim fotoğraf derneklerinde bile ilk sözüm “yazmak benim en büyük hayalimdir fotoğraf sonra gelir” olmuştur. Sağ olsun dernekteki arkadaşlarım da bunu anlayışla karşıladılar.

Tabi ki hayal etmekle kalmadım, yazmak üzerine kitaplar okudum. İlaveten, yazarların röportajlarını ve biyografilerini de okuyarak onların yazma serüvenlerinden kendime bir yön çizmeye çalıştım.

Yetmedi, Dilevi Yaratıcı Yazarlık Atölyesine devam ettim bir dönem.

Aldığım tepkilerden, hayatımda şiire ve sinemaya az yer vermemden dolayı yazdıklarımda bir “metafor eksikliği” olduğu kanaatine vardım.

Bunun için de önce kendime bir Şiir Antolojisi aldım. Film izlemek için de evimde teknik çalışmalarım devam ediyor. Bunlar benim “metafor yapma” yeteneğimi artırır mı yoksa bu yetenek doğuştan mı kazanılıyor bilemiyorum.

Ancak yazan ve yazmayı düşünen arkadaşlarıma da bu hususu hatırlatmak isterim:


-Yazıyorsun da metaforun güçlü mü?

Hiç yorum yok: