KAYIP USB KAPAĞI


Dün fakülteden sınıf arkadaşım Gülname Gümüş’ün  “işyerinde kaybettiği usb kapağını evde bulması” ile ilgili yazısına olan yoğun ilgiyi görünce çok sevindim. Hayır, arkadaşımın yazısına gösterilen ilgi tabi ki beni mutlu eder ama beni asıl mutlu eden, önemsiz kayıplar hakkında kafa yoran benim gibi insanların da olduğunu bilmek.

Düşünüyorum da kaybedilen kıymetli bir eşyaya kafa yormak gereksizdir. Kayıp bizi acıtsa da merakımızı artırmaz, kafa yormamız gerekmez.  Örneğin kaybedilen bir yüzük veya küpeyi merak etmek anlamsızdır. Biri çalmıştır-almıştır ve bozdurup parasını da yemiştir. Fakat bir usb kapağını kim ne yapsın?

Ayrıca bu tür kayıpların telafisi de zordur. Küpesini kaybeden biri yenisini alabilir fakat usb kapağı ayrıca satılmaz ki alıp de kaybını telafi edebilesin.

Yıllar önce benim de günlerce kafa yorduğum bir kaybım oldu. Usb kapağı gibi değerli bir şey değildi.. Bu kaybımızın bilinen bir adı bile yok, tarifi de çok zor ama deneyeyim.

Efendim, bir gün mutfağa girdiğimizde “set üstü ocağın gözelerinden birinin üst kapağı”nın yerinde olmadığını gördük. Nereye gitmiş olabilir? Herhalde eve giren bir hırsızın alacağı en son eşya odur. Ya da bir hırsız bir evden bunu da çalmışsa psikolojik tedaviye ihtiyacı var demektir.

Evet, bu kapak usb kapağı gibi tek başına kimsenin işine yaramaz ancak kaybı halinde yeri de kolay kolay doldurulamaz. Zira o ateşi tencerenin altına dengeli bir şekilde yayarken, olmadığında ocağın ateşi tencerenin küçük bir bölümüne isabet ederek yemeğinizin bir kısmını yakabilir.

Neyse, kaybımızı aramamız günlerce sürdü. Kaybın niteliği, ona olan merakı da artırıyor. Hem arıyoruz hem de fikir jimnastiği yapıyoruz. Sonunda nerede çıktı biliyor musunuz? Çelik çaydanlığın üst katındaki demliğin içinde.

Bu sefer de günlerce “bu nasıl buraya girdi?” sorusunun cevabını aradık. Kim koysun onu oraya? Sonunda tam olmasa da kayıp kapağımızın demliğin içine nasıl girdiğine ilişkin bir arkadaşın tahmininde karar kıldık. Arkadaşa göre çayı demlemek için ocağın yan gözesinin üzerine çaydanlığın kapağını koymuşuz. Çaydanlığın kapağı sıcak olduğundan ocağın kapağına yapışıyor. Demliğin kapağı ile birlikte demliğe gidiyor. Demliğin kapağı soğuyunca da demliğin içine düşüyor.

Şimdi, bunca derdin arasında nereden çıktı bu mevzu diyebilirsiniz. Demem o ki, bir şeyin değeri varlığında değil ancak yokluğunda anlaşılır. O nedenle elinizdekilerin değerini bilin!

Hiç yorum yok: