HEDİYENİN BÖYLESİ!


Özel günlerin hiçbirini biz icat etmedik. Eskiden bu kadar da yoktu zaten. “Herşey ihtiyaçtan doğar” dense de kapitalizm ihtiyaç falan dinlemiyor, ihtiyaç yaratıyor. Hem de öyle yaratıyor ki asla “bana ne” demek mümkün değil. Çaresiz yapmak, denilene uymak zorunda kalıyorsun. Zira böyle durumlarda yapmamanın da bir anlamı var çünkü. Anneler günü, doğum günü, sevgililer günü vs.

Bir anneler gününde hiçbir şey yapmamak mümkün mü? Ne kadar saçma olsa, ne kadar anneniz saçma bulsa da o gün sessiz kalmak anneyi üzer.

Kapitalizm esas olarak kutlamaları tüketimi artırmak için icat ettiğinden böyle günlerde ilk akla hediye almak geliyor tabi ki. Beni de bir stres alıyor. Zira bugüne kadar çok beğenilen, dillerden düşmeyen ve alanın boynuma sarılacağı bir hediye almayı başaramadım. Etrafımdan aldığım yardımlar da işe yaramadı.

Sonunda bir arkadaşım kocası için söyleyince ben de rahatladım:

-Bazısı beceremiyor hediye almayı. Şahsen kocam 24 senedir beğeneceğim tek bir hediye alamadı!

Benim bugüne kadar akılda kalacak iki kutlamam oldu. Biri 2000 yılında 1-2-3 Ocakta doğan beş aile üyesine ortak bir yaş günü düzenlemek. İkincisi de oğluma yazdığım “bugün üç ocak” başlıklı yazım.

Dün duyduğum bir kutlama beni tam anlamıyla kopardı. Arkadaşım kızına öyle bir doğum günü hediyesi vermiş ki yıllar geçse de unutulmaz.

Efendim, bizim Cemile Ankara’da üniversite okumakta olan kızı İmge’nin doğum günü için akşamdan Didim’den yola revan olmuş. Yola çıkmadan da sürprizin tadı kaçmasın diye normal telefon görüşmesini de yapmış.Ankara’ya sabah erken inmesine karşın hemen İmge’nin yurduna gitmemiş.Uykusunu almasını beklemiş. Sonra da yurt yetkililerinden izin alarak kızın odasına çıkmış.Kızın oda arkadaşının kapıyı kapatmamasından istifade ederek uyumakta olan kızını öperek uyandırmış ve doğum gününü kutlamış.
Gurbette insana en acı gelen şey bayram, doğum günü gibi özel günlerdir. Gurbet acısı bir başka hissedilir öyle günlerde. İşte İmge, sevdiklerinden uzakta bir doğum gününü karşılamaya hazırlanırken  annesinin sürprizi ile şok olmuş.
Doğum gününe anne öpücüğü ile uyanarak başlayan İmge, üzerine annesinin kendisini ayağında sallama girişimlerine uzun süre direndiyse de sonunda pes etmiş. Sadece çocukken  ayakta sallama ile nasıl uyuyabildiğine şaşırmış.

Ardından ana-kız bir süre birlikte uyuduktan sonra Ankara'yı gezmişler. Akşamına da İmge’nin kalabalık arkadaş gurubu ile eğlenmişler. 

Gecenin geç bir vaktinde de Cemile yeğeni ile birlikte kardeşinin evine gitmiş. Fakat Cemile bu, rahat durur mu hiç? Kardeşinin yatak odasına dalmış, uyumakta olan kardeşini de öperek uyandırmış ve sabaha kadar mutfakta sohbet etmişler. Baldızının gece yarısı baskınını atlatmış olmanın rahatlığı içindeki damat ise horul horul uyumuş.

Hikayesini çok beğendiğim Cemile, “sürprizlerim devam edecek” dedi. Dikkat edin sürpriz yapmayı seven namı diğer Cemocan bir gün sizleri de şaşırtmasın!

Hiç yorum yok: