ZIRHLA KAPLANMIŞ BİR ÜLKE!

Zırhı yadsımıyorum; çatışmanın ve tehlikenin olduğu her yerde korunmak için zırha bürünmek doğal. Tarihi filmlerde de görüyoruz ki zırh eskiden beri kullanılan bir şey.

Bizde önce tanklar zırhla kaplandı, sonra askerler. Çelik yelek, çelik miğfer vs.

Karakollar saldırıya uğradı kalekollar yapıldı.

Polis Karakolları  saldırıya uğradı, geçen öğrendim ki Emniyet Genel Müdürlüğü binlerce kurşun geçirmez nöbetçi kulübesi yaptırmış.

Polis arabaları, tomalar ve Kirpiler de zırhlı.

Hendek kapatmaya giden kepçeler saldırıya uğrayıp kayıplar verilince, kepçeler de zırhla kaplandı.

Ardından yaralıları almaya giden ambulanslar da zırha büründü.

Bugün Başbakan  Yardımcısının yaptığı açıklamaya göre, Işid füzelerine hedef olan Kilis’e de zırhlı ambulanslar gönderilecekmiş.

Yani, Kilis’li evinde güvende değil ancak eğer yaralı kurtulursa zırhlı ambulansla güvenle hastaneye götürülecek. Fakat hastaneye füze gelirse ne olur orası belli değil.

Ayrıca anlaşıldı ki ülkemiz füzelere karşı NATO’nun gönderdiği patriotlarla, hava saldırılarına karşı da her türlü koruma altında olmasına karşın katyuşalara karşı korumasız. Bu nedenle Kilis’in üzerinin de zırhlı çatı ile kapanması yakındır.

Bu arada Ankaragücü-Amedspor maçında şeref tribünündeki Amedspor yöneticilerinin on dakika boyunca dövülerek hastanelik olduklarını öğrenince aklıma bir soru takıldı:

-Güneydoğuda yaşanan çatışmalar, gelen şehitler ve Valinin gözünün önünde dövülen yöneticilerden sonra sürekli kan kaybeden kardeşliğimiz, birliğimiz ve bütünlüğümüzü nasıl korunacak?


Bütün ülkeyi zırhla kaplayarak mı? 

Hiç yorum yok: