HEPİMİZ TEHDİT ALTINDAYIZ!

Cep telefonlarının, kablosuz internetin, televizyonun, baz istasyonları gibi cihazların radyasyon yaydığı herkesin malumu ancak yetkililerden de içimizi rahatlatan açıklamalar geliyor hemen arkasından:

-Bu cihazların yaydığı radyasyon insan sağlığını rahatsız edecek seviyede değil!

Oh, içimiz rahatladı. O halde cep telefonlarıyla koyun koyuna uyuyabilir çocuklar.

Fakat şu soruyu kimse sormuyor: bu cihazlar teker teker zararlı değil ancak hepsi birden hayatımızda olduğuna göre bu zararlı değil mi?

Yani bir birim telefondan, iki birim kablosuz internetten ve diğer cihazlardan aldığımız radyasyon bize zarar verecek boyuta çıkmıyor mu?

Ya  söylenen radyasyon miktarı, bir araba markasının egzozundan çıkan zehirli gazlar gibi söylenenden çok fazlaysa?

Hadi bunu geçtik, ya yediğimiz-içtiğimizden aldığımız zararlı maddeler ne olacak?

Kullandığımız cihazlardan maruz kaldığımız radyasyonun ve yediğimiz içtiğimiz sağlıksız ürünlerin bizi kanser yapma tehlikesi var.

Ancak değinmek istediğim konu o değil. Hergün karşı karşıa olduğumuz başka tehlikeler.

Efendim, geçen gün ekranın sağ üst köşesinde bir uyarıyı tıkladım. Gördüğüm şu:

-Engellenmiş reklamlar, bu sayfada 2, toplam 289.407.

Meğer oğlum bilgisayarıma bir program yüklemiş. Bu program da çıkan reklamları engelliyormuş.

Evet, meğer bugüne kadar ben bir sayfada 2 çok da uzun olmayan bir zaman diliminde yaklaşık 289.000 reklama maruz kalıyormuşum farkında değilim.

Korkunç bir rakam bu.

Koyun üzerine "okunmamış 290 tweetiniz var" uyarısını.

Ekleyin facebookta gördüğünüz binlerce paylaşımı.

Sadece baktığı ekranda bu kadar uyarıcıya maruz kalan bir beyin ne kadar sağlıklı olabilir?

Konunun uzmanı değilim ama çok da iyi bir şey olmadığının farkındayım.

O nedenle derhal sosyal medya hesaplarımı kapattım.

Diyeceksiniz ki, medya kuruluşlarının yaşaması için bu reklamlar  şart.

Ben de diyorum ki, onların yaşaması için benim ölmem mi gerekiyor?

Yok mu bunun bir ortası?


Hiç yorum yok: