BİR ATIMLIK BARUTUMUZ VARMIŞ

Başarmış insanların hayatını merak ederim. O nedenle biyografi okumayı, bu tür film ve belgesel izlemeyi severim. En ilgimi çeken bir yazarla bir sinemacının öyküsüdür.

Koskoca sinema efsanesi, sadece üç yılda başarmış onca şeyi.

Yine bir yazarımız, bir konakta içgüveysi olarak geçen ıstıraplı yıllardan sonra boşanıp bir eve yerleşmiş, yine 3 yılda yazmış yazacağını ve göçüp gitmiş bu dünyadan.

Günümüzde de görüyoruz benzer örnekleri. Seksen yıllık ömrünü yazarak geçirip yazamadıkları ile ölenler olduğu gibi bir atımlık barutunu genç yaşta atıp kalan ömrünü ilham bekleyerek geçirenler de var.

Anlaşılan herkesin bir atımlık barutu var. Bu zirveye ulaştığınızda da bitebilir, yolun başında da.

Ben yazmaya başlayalı beş yılı geçti. Hemen hemen her gün yazdım. Bazen gün yetmedi yazacaklarıma bazen ertesi güne sakladım ama hiç durmadım. Fakat bugünlerde elimi tutan bir şey var. Kelimeler beynimde uçuşmuyor eskisi gibi. Kafamda yazılmayı bekleyen dört roman da duruyor ancak kelimeler bir yerlere gitti, günlerdir bekliyorum dönmelerini.


Evet, galiba bir atımlık barutum vardı o da bitti. Nobel aldıktan sonra veya dört romanı yazdıktan sonra bitse iyiydi ancak ne yapalım kısmet blog yazarlığında bitmesiymiş. Sağlık olsun.

Hiç yorum yok: