KARPUZ-PEYNİR YENMEMİŞ BİR HAYAT


-Kapitalizm önce beni şişmanlatacak ki sonra zayıflama ürünleri satabilsin!

Bu konuda duyduğum ve tek doğru olarak kabul ettiğim cümleyi bir akademisyen söylemişti. 

Evet, Kapitalizm önce insanları hızlı beslenme ürünleri ile şişmanlatmış sonra da zayıflatacaktı. Böylelikle hep şişmanlatırken hem de zayıflatırken para kazanacaktı.

Benim açımdan hesap basitti; vücuda iki girip bir çıkınca biri vücutta kalıyor kilo yapıyordu. Bir girip iki çıkarsa insan zayıflar, giren-çıkan eşit olursa da kilosu değişmezdi. 

Bu nedenle de ne yememi kestim ne de zayıflama çabasına girdim. Kiloyu bir ara halledilecek bir sorun olarak gördüm. Ege mutfağı ile beslendiğim, genetik mirasım da fena olmadığından ne kendimi kısıtladım ne de bu meseleye uzun uzadıya kafa yordum. Hatta çektiğim güzel fotoğraflarını paylaşarak insanları da yemeğe, hayatın nimetlerinden faydalanmaya çağırdım. Babasını erken yaşta kaybetmiş bir arkadaşımın sağlıklı ve uzun yaşam konusunda yıllar süren çabasını da hep bir tebessümle izledim.

Benim kısa süreli, gelip geçici olduğunu düşündüğüm sorun giderek büyüdü. Bu konuda televizyondaki uzman görüşleri, yazılan kitaplar, gazete haberleri vs. toplumun her kesiminin ilgisini çekmeye başladı. Ev gezmelerinde, işyerlerinde ve evlerde artık başka bir şey konuşulmaz oldu. Evine gelen misafiri daha kapıda tartan ev sahipleri gördüm ben. Düşünün artık gerisini.

Geçen okuduğum bir habere göre ebeveynlerin sağlıklı yaşam çabası nedeniyle sağlıksız bir nesil yetişmekteymiş. Büyüklerin diyeti yüzünden çocuklar yeterince beslenemiyormuş. 

Bir yandan da gizlice kullanılan bitkisel zayıflama ürünleri yüzünden ölümler yaşanmaya başladı.

Bu arada, yaşamda lezzetli, tatlı ve güzel olan ne varsa sakıncalı hale geldi. Artık birine bir şey ikram etmek öldürmeye tam teşebbüs haline geldi neredeyse. Yemeğin yağı, çayın demi, yoğurdun kaymağı, peynirin yağlısı vs.

Son duyumlarıma göre iş süte kadar gelmiş. Çin diyetine göre çok zararlıymış süt. Düşünebiliyor musunuz yıllarca sür içirerek kendi ellerimizle çocuklarımızı öldürmeye çalışıyormuşuz meğer. 

Tam ben buna alışmaya hazırlanırken karpuz-peynirin de sakıncalı olduğunu öğrendim. Geçen gün işyerine ziyarete gelen arkadaşıma sordum bunu. Sütün zararı konusunda ısrar eden arkadaşım, karpuz-peynir konusunda da ligth peynirle az miktarda karpuza izin verebildi ancak.

Korkarım yakında oksijenin de zararlı olduğu ortaya çıkacak. Hapla beslenen maskeyle dolaşan sağlıklı insanların yaşadığı bir yer haline gelecek dünyamız. 

Ben ise hala aynı yerimdeyim; bir yaz gününde, soğuk bir karpuzla peynirin birlikte yenmediği uzun ve sağlıklı bir yaşamı ben ne edeyim?

1 yorum:

mahmutemin dedi ki...

Yazık ki,
Bilimi de artık ticaret yönlendirir oldu.
Ne günlere kaldık!