FİKİR VE FİİL


Yıllar önce Rahmetli Barış Manço’nun bir partiden milletvekili adaylığı söz konusuydu ancak ilk itiraz parti içinden gelmişti:

-Biz genel başkanı karşılamak için havaalanına giderken o neredeydi?

Barış Manço:

-Milletvekili olmak için genel başkanı havaalanında karşılamak gerektiğini bilmiyordum!

Yanıt bir siyasi otoriteden geldi:

-Her kurumun kendine has kuralları vardır. Siyaset kurumu da bunlardan biridir. Halktan kopuk yaşayanların bunu bilmemesi normaldir!

Sonuçta, her şeyi olabilmiş Barış Manço milletvekili olamadan bu dünyadan göçüp gitti. Fakat ondan sonra siyasete soyunan nice yetişmiş insan, aynı soruya cevap veremediklerinden aynı akıbete uğradılar.

-Biz havaalanında genel başkanı karşılarken siz neredeydiniz?

-Üniversitede ders veriyordum!

-Bir panelde konuşuyordum!

-Beyin ameliyatı yapıyordum!

-Kitap yazıyordum!

-Bilimsel araştırma yapıyordum!

-Yurt dışında ülkemi temsil ediyordum!

-Yetmez!

“Yetmez ama evet” fikri o zamanlar henüz ortada olmadığından bu kadar işi başarmış insan, vekil olmayı başaramadı.
***
-Otoyol ne işe yarar?

-Tabi ki güvenli ve hızlı bir yolculuk yapmaya!

-Peki, üç kamyon yan yana otoyolda yarış halindeyse de mümkün mü bu güvenli ve hızlı yolculuk?
***
-Duble yol ne işe yarar?

-Otoyol kadar olmasa da o da hızlı ve güvenli bir yolculuk sağlar!

-Peki, bir parti konvoyu yolun her iki şeridini kaplamışsa ve ağır ağır gidiyorsa, trafik polisleri de seyrediyorsa bu manzarayı, yine de mümkün müdür güvenli ve hızlı bir yolculuk?
***
Manşet:

-Parti Lideri, yoğun ilgi nedeniyle havaalanından miting alanına üç buçuk saatte ancak gelebildi. 

Miting o nedenle geç başladı. Alanda bekleyen partilileri şarkıcı bilmem ne oyaladı!

Fikir: İnsanlara ve insan haklarına saygılıyız!
Fiil: İnsanları üç buçuk saat bekleterek onlara saygısızlık etmek.

Fikir: Ülkeyi yönetmeye sorunları çözmeye adayız!
Fiil: Sen daha liderini havaalanından miting alanına zamanında getirebilecek organizasyon yeteneğine sahip değilsin, ülkeyi nasıl yöneteceksin?
***
Manşet:

-Kongre salonuna partililerin omuzlarında girdi, yoğun ilgiden oturacağı yere ancak yarım saatte varabildi.

Fikir:Vatandaş başımızın tacıdır!
Fiil: Vatandaşın sırtına binmek.

Fikir: Daha huzurlu daha müreffeh bir ülke.
Fiil: Bir salonda kargaşa içinde bir kongre düzenlemek, liderini vatandaşın sırtında gürültü patırtı arasında içeri sokmak.

Hakkını yemeyelim; tutmak için paltosuna yapışan partiliyi “hayrola sen mi giyeceksin” diye bertaraf eden Erdal İnönü, kendini omuzlara aldırmamak için yere oturunca bitti bu vatandaşın omzuna binme işi.

Fakat bazı şeyler hala değişmedi:

-Havaalanında kendini şu kadar araç karşıladı!

Dikkat ederseniz sürekli olarak fiillerden bahsediyoruz. Fikirleri konuşan yok. Yani fiillere bakmaktan fikirlere bakamıyoruz. Nedir bu konvoy merakı böyle? Eğer konvoyla adam olunsaydı meclis sünnet çocuklarıyla dolardı.

Şimdi, nereden çıktı bu sabah sabah derseniz haber yeni, iki günlük:

-Partisinden istifa eden genel başkan yardımcısını havaalanında altı yüz araçlık bir konvoy karşıladı!

Evet, yine fiiller fikirlere galip geldi. Neden istifa ettiğini öğrenemedik ancak kaç araçlık bir konvoy karşıladı onu biliyoruz. Bu bilgiyle de Allah sonumuzu hayreylesin!

1 yorum:

mahmutemin dedi ki...

Dikkatli ve gerçekçi bir analız..