IV.MURAT POLAT ALEMDAR’I SİLECEK Mİ?

Elliyi geçmiş biri olarak yeni nesile hep acımışımdır. Ne yedikleri yemek ne de kahramanları kahraman. Bizim Kartal Tibet’imiz, Cüneyt Arkın’ımız vardı. Bunlar at biner, kılıç sallar ve iyi karate bilirlerdi.
Yani kahramanlıklarının bir altyapısı vardı.

Oysa Polat Alemdar öyle mi? Cüssesiyle uyumu olmayan sert bakışlarıyla yanındaki 2-3 adamıyla sağa sola sıka sıka ilerliyor ve boyundan büyük işler hallediyordu. Yaptıklarında bir zeka belirtisi ararsanız o da yoktu. 

Bana göre hiç de inandırıcı değildi.

Yeni nesilin yediği-içtiği gibi kahramanı da hormonluydu kısacası.

Muhteşem Yüzyılda IV.Murat’ı izleyince bende bir şimşek çaktı.  Dedim nihayet yeni nesil de bir kahramana kavuştu.

Güç dersen alası var, elli kiloluk gürzle adam öldürüyor, kimsenin geremediği yayı geriyor, at biniyor, kılıç kullanıyor, adamlarıyla gece baskınlarına gidiyor. Cüsse dersen onda, yakışıklılık dersen onda. Bir kahraman için fazlası var eksiği yok.

Hamleleri zekice, annesine de kardeşlerine de, kadınlarına karşı da yumuşak ama tavizsiz.

En beğendiğim yönü de kendini tarifi:

-Sertliği zırh yaptım kendime!

Ey yeni nesil, sonunda karşına “adam gibi” bir kahraman çıktı. Yok, ben hala Polat Alemdar’ı kahraman görüyorum diyorsan yine de sen bilirsin.

Zira kahramanı Polat olanın gideceği yer asla Bağdat olmaz!


Hiç yorum yok: