YAŞAM TARZINA MÜDAHALE HAKKI!

Bugünlerde merdiven boyayan kaldı mı bilmiyorum. Bir zamanlar modaydı ve hatta belediye başkanları merdivenleri boyasınlar diye boya dağıtıyorlardı vatandaşa.

Yine geçenlerde vapurda gitar çalan gençlere müdahale eden görevli ve gençlere sahip çıkan halkla  ilgili paylaşımlar yapıldı sosyal medyada. Kısa bir süre sonra ben de benzer bir olaya tanıklık ettim otobüste. Fakat bizimkinin sonucu farklı oldu.

Evet, sosyal medyada “vapur görüntülerinin” bolca paylaşıldığı günlerde, bindiğim otobüse ellerinde müzik aletleriyle bir gurup genç bindi. Bir süre gürültülü sohbet ettikten sonra gitar çalmaya ve söylemeye başladılar.

Açıkçası, sıkışık bir otobüste, iş çıkışı ve hiç de güzel çalınmayan şarkılar çekilir gibi değildi. Ancak “gençliğimde yaptığım şeylere yaşlanınca tepki göstermeme” prensibim gereği ses çıkarmadım. Hatta gençlerin sosyal medyada yapılanlara destek vermesi hoşuma bile gitti.

Fakat önümde oturan şık giyimli, biz yaşlardaki sarışın kadın aynı fikirde değildi:

-Bana bakın, sizin gibi eğlenmeden gelmiyoruz biz. Kafamızı şişirmeyin, kesin şunu, diye gençlere bağırdı.

Başka bir ses çıkmadı otobüste. Gençler baktılar ki vapurdaki gibi kendilerine arka çıkan yok, kestiler müziği ve rutin okul dedikodusu şeklindeki muhabbetlerine döndüler.

Yol boyu düşündüm: İzmir, vapurdaki hadisenin yaşandığı İstanbul’a göre daha modern ve çağdaş bir kentti. Otobüsteki yolcuların gençlere destek olmamaları, “yaşam tarzına” bir görevlinin müdahale etmemiş olması mıydı? Bir başka deyişle, halk bir görevlinin yasakçı tavrını yaşam tarzına müdahale görüp tepki gösterirken benzer bir olayda vatandaşın tepkisini öyle görmüyordu.


Bu algı farkı mı yoksa devlete “biz kendi aramızda hallederiz sen karışma” mesajı mıydı?

Hiç yorum yok: