AZ DAHA "NÜKLEER YANDAŞI" OLUYORDUM!

Geçen akşam TRT’de, Mersin -Akkuyu’da yapılacak Nükleer Santral ile ilgili bir program izledim. Her olaya tarafsız bakmaya çalıştığım için, TRT’deki bu “Nükleer Yandaşı” programı da sonuna kadar sabırla seyrettim.

Programda, firma yetkililerinin açıklamasından sonra köyün muhtarı, aile hekimi ve bazı vatandaşlarla yapılan röportajları izledim. Anladım ki firma çok iyi bir çalışma yapmış ve köyün kanaat önderlerini Rusya’daki bir nükleer santrale götürmüş ve gidenler Akkuyu’da yapılacak nükleer santralin sakıncalı olmadığına ikna edilmişler.

İlk başlarda köyde yaşayanların büyük bir bölümü santrale karşı iken gidenlerin anlattıkları sayesinde karşı olanlar azalmış. Gidenler, Rusya’daki santral yakınında yaşayan köylülerin ürettikleri sebze ve meyvelerdeki radyasyon miktarının fazla olmadığını, hatta santral yakınlarında “balık tutma yarışması” bile yapıldığını anlatmışlar köylülere.

Programda “nükleer karşıtı” görüşlere de yer verildi ancak ne yalan söyleyeyim Rusya’daki santral görüntüleri, oradaki “balık tutma yarışması ve sebze bahçesi görüntüleri” ve oraya giden köylülerin anlattıkları bana da makul geldi.

Sunucunun, Rusya’daki santral yakınındaki yerleşim yerinde yapılan ölçümlerin firma tarafından verilen cihazlarla yapıldığını öne sürerek bu sefer kendisinin bizzat Rusya’ya giderek ölçümler yapması ve orada yaşayanlarla röportajlar yapması gözlerimi yaşarttı.

Tam “ülkemizde her zaman gelişmenin önüne set kurmaya çalışanlar var” aşamasına gelmişken jeton düştü. Sunucunun Rusya’daki vatandaşlarla yaptığı konuşmaları çeviren kişi tanıdık geldi. Bir baktım ki, bizim radyasyon ölçümleri firmanın ölçüm aletlerine göre yapılıyor” diye şüpheye düşüp Rusya’ya kendi cihazıyla ölçüm yapmaya giden sunucumuzun çevirmeni Akkuyu Santralini yapacak firmanın “halkla ilişkiler sorumlusu”.

Radyasyon ölçümü tarafsız ancak orada halkla yapılan röportajları çeviren firma yetkilisi. Demek ondan çok memnun orada yaşayan halk.

Programı seyrederken geçen zamanıma mı yanayım, kısa süreli “nükleer yandaşı” olmama mı yanayım, TRT’nin hala objektif program yapabileceğini sanmama mı yanayım bilemedim.


Allah aşkına hangi işimiz düzgün bizim?

Hiç yorum yok: