HEPİMİZ İMELDA’YIZ


Hiç duydunuz mu bir erkekten:

-Ayakkabına pençe olayım, çiğne beni, ez beni!

Diye bir şiir? Ya da:

-Bu ayakkabı sizi çok seksi yapmış, sözünü?

Fakat bir kadın doktordan teşhisten önce şu cümleyi duymanız olasıdır:

-Çantanız çok güzelmiş, nereden aldınız?

Bunlardan anlıyoruz ki kadının ayakkabısı erkeğin umurunda değil. Çantası ise olsa olsa kapkaççıların ilgi alanına girer. O da içindekiler nedeniyle.

Evet, ayakkabı ve çanta tutkusu kadınlar arası bir konu. Erkekler bunun farkında bile değil. Ben işyerinde kurumun hesaplarını kontrol ettiğimden, eve iş götürmemek için evde hesapları kontrol etmiyorum. Etsem de farkında olamam bizim evdeki ayakkabı ve çanta ne durumda. Bildiğim, portmantoda ayakkabılarıma yer bulamadığım, elimi attığım her yerden ayakkabı ve çanta çıktığı. 

Geçen yıl, kart harcamaları nedeniyle dert yanan bir kızın verdiği rakamı duyunca az daha küçük dilimi yutacaktım. Kızın tamı tamına elli altı çift ayakkabısı varmış. Bizim evdeki kesin sayı bilinmemekle birlikte bunu anlattığım her kadın benzer bir sayı telaffuz etti.

Geçen gün fakülteden bir kız arkadaşımın o gününü sadece evdeki ayakkabılarını yerleştirmeye ayırdığını öğrenince sordum kadınların bu ayakkabı tutkusunu.

-Her kadın bir İmelda Marcos’tur aslında, dedi. Olanak bulsa her kadın onun gibi ikin iki yüz ayakkabı sayısına ulaşırmış.

Diktatör kocası Ferdinand Marcos’un yürüttüğü kamu kaynaklarını ayakkabılara yatıran, müsrifliği ile iktidarlarının sonunu getiren bir kadının yirmi beş yıl sonra bile anılması gerçekten kadınların en azından ayakkabı kolleksiyonu ve tutkusu nedeniyle İmelda’yı hala unutamadıklarını gösteriyor. İster misiniz yakında bir gösteri tertiplensin ve sloganlar atılsın:

-Hepimiz İmelda’yız hepimiz Marcosuz!

2 yorum:

mahmutemin dedi ki...

:)))

Bucera dedi ki...

Evet itiraf ediyorum ben bir İmelda Marcos'um :)