En zor iş milletvekilliğidir. Partinin lideri veya bir milletvekili
öyle bir şey yapar ki memlekette yer yerinden oynar. İşte tam o sırada
mikrofonlar meclis avlusunda vekil peşinde koşar. Kimi kaçsa da kimi yakalanır.
Ne desin? Başlar lafı eveleyip gevelemeye. Düşündüğünü söylese parti disiplini
var, söylemese vicdanı var. Allah kimseyi bu duruma düşürmesin.
Türk Siyasetinde sözleriyle en çok iz bırakmış kişi olan Demirel’in de
benzer durumlar için bir sözü vardı:
-Bana sağcılar suç işliyor dedirtemezsiniz!
Dikkat edin, “suç işlemedi” demiyor, “ben söylemem” diyor. Eh siyasetçi
halkın aynası olduğuna göre, halk da tabi ki buna uygun davranıyor.
Avrupa ülkelerinde çok büyük bir terör olayı meydana geldiğinde halk
galeyana gelir, büyük gösterilerle protesto edilir. En son Yunanistanda’da
ırkçılık karşıtı bir şarkıcı öldürüldüğünde ülke ayağa kalktı hatırlarsanız. Ülkemizde
veya geri kalmış ülkelerde böyle bir tavır gördünüz mü hiç?
Olmaz, çünkü
buralarda “bizimkiler” ve “ötekiler” vardır. Bizimkiler yaptıysa haklıdır,
ötekiler ise daima haksız. Yok, “bizimkiler” çok haksız görünüyorsa da sessiz
kalırsınız olur biter.
Siz hiç “bizim takım haksız yere galip geldi, hakem bizi tuttu” diyen
taraftar gördünüz mü? Haksızlık bize yapıldıysa kötüdür ama başkasına yapılırsa
iyidir.
Sonuç olarak, olaylara tarafsız bakılamadığı ve yapılan yanlışlıklara en
azından bir kesim sessiz kaldığı için yeterli tepkiyi görmediğinden, terör de
her türlü yanlışlık yapılmaya devam ediyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder