Gün geçmiyor ki sevgilisi/kocası tarafından ayrılmak istediği veya
ayrıldığı için bir kadın öldürülmesin. Ve öldürme yöntemleri daha da
vahşileşmesin. İşin ilginç yanı çoğunda da öldüren erkek sonra kendini de
öldürüyor.
Haksızlık yapmak istemem. Onlara bunu yaptıran duygu ve düşünceler
nedir bilmiyorum. Aynı duygular beni de sarsa ne yaparım, onu da bilmiyorum. Ancak bunun da böyle gitmemesi,
birilerinin bir şey yapması/söylemesi gerektiğini biliyorum. Söyleyeceklerimin de
bu kapsamda değerlendirilmesini dilerim.
Efendim, öpüşmek ve sevişmek iki taraflı bir eylemi ifade ederken,
sevmek, aşık olmak ve hatta tecavüz etmek tek taraflı bir eylemi ifade eder.
İdeali, sevenin veya aşık olanın duygularının karşılığını bulması ve duyguların/eylemin
iki taraflı hale gelmesidir.
Tek taraflı duygu ve eylemlerin iki taraflı olmasının en kestirme yolu
da belgesellerde izlediğimiz hayvanların da yaptığı gibi karşı cinse kur
yapmak, onda aynı duyguları uyandırmaya çalışmak, hiç olmazsa da ikna etmektir.
Ben bu duygu ve eylemleri iki taraflı yaşayan birinin, tek taraflı
duygu ve eylemlerden zevk alacağını ve hoşlanacağını sanmıyorum. Ayrıca insan
canlı bir varlık olduğuna göre yaşanan duyguların ve eylemlerin de
değişebileceğini ve bir gün bitebileceğini düşünüyorum.
O halde nedir bunca cana kıyılmasının sebebi? Yetiştirilme tarzında mı,
olayı algılamada mı bir yanlışlık var? Hoşlanılan, sevilen her karşı cinsin buna
olumlu yanıt vereceği düşünülemeyeceği gibi yaşanan birlikteliklerin de sonsuza
dek, her şart altında devam edeceğini düşünmek de yanlış değil mi?
Karşı cinsi elde etmek, ikna etmek için gösterilen çabaların
ilişkilerin sürdürülmesi için de gösterilmesi gerekmez mi? Yoksa kadın ve erkeğin
birbirini kazanılmış ve asla kaybedilmemesi gereken bir varlık olarak mı görüyor?
Karşı cinse onun onurunu kırmadan hayır demeyi becerememek veya
medenice ayrılmayı başaramamaktır belki de?
Ya da toplumun “ya benimsin ya kara toprağın” diye şartlandırılması mı
bütün bu cinayetlerin sebebi?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder