Eskiden herkes politikacı ve spor yorumcusuydu. Şimdi de bunlara
diyetisyen, şifalı bitkici ve organik ürüncüler eklendi. Geçen bir arkadaşım,
“neler yediğini söyle, sana sağlıklı beslenip-beslenmediğini söyleyeyim” dedi.
Ekrandan duyduğunu satan-satana anlayacağınız.
Üzerine “konvansiyonel tıp bitti mi?” başlıklı bir yazı da okuyunca
durumun vahametini iyice anladım. Yazıya göre, alternatif tıp o kadar ilerlemiş
ki konvansiyonel tıp artık eski önemini kaybetmiş.
Kısacası eskiden hasta olanlar doktor olmadığından hocaya,
kırık-çıkıkçıya gider, sünnet ve diş çekme işlerine de berberler bakardı. Bugün
ortalık doktordan geçilmezken insanlar şifayı televizyon ekranlarında arar
oldu.
Ben yaptığı iş kendine fazla gelen, bildikleri de kafasına ağır gelen
birisiyim. O nedenle sadece merakım olan konularla ilgilenir gerisini “bir
bilen”e bırakırım. Yani uzmanına. Bilmediğim konularda, güvendiğim uzmanların eline bırakırım kendimi
ve onlar ne derse yaparım. Bunların dışında kim ne derse desin dinlemem,
eşin-dostun kulaktan dolma söylediklerine de aldırış etmem.
Nedeni yaşadığım bir olay. Efendim, iki arkadaş, doğu illerinden birinde
diş yaptırıyoruz. Hekim ölçü almak için bize birer parça hamur verdi ve belli
bir süre bu hamuru ısırmamızı istedi. Bu zor bir işti. Hekim odadan çıktıktan
sonra arkadaşım hamuru çıkardı. Ben ise zor da olsa verilen süre ısırdım hamuru.
Sonunda protezler geldi. Benimki hemen takılırken arkadaşınki üç defa
gitti geldi. Ben o berbat hamuru bir sefer ısırmışken arkadaşım iki defa daha ısırmak
zorunda kaldı.
Demem o ki, her işin uzmanına kulak verin. Dediklerini yapın. Ya da
alternatif tıbba kulak verin hangi hamuru ne kadar ısıracağınıza kendiniz karar
verin.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder