Tarihte birçok medeniyet tarafından inşa edilen piramitler hala
ayaktadır, bir tanesi hariç: Moğolların insan kafasından oluşturdukları piramit.
Korku, Moğol Savaş taktiklerinin en bilineni ve en çok kullanılanıdır.
İnşa ettikleri insan kafası piramidinin amacı da budur: korku yaratmak. Nitekim
yarattıkları bu korku nedeniyle birçok yeri savaşmadan ele geçirdikleri, yolu
üzerindeki birçok şehrin yöneticilerinin şehir halkının öldürülmemesi şartıyla
savaşmadan şehirlerini teslim ettiklerini yazmaktadır tarih kitapları.
Bugün dünyanın insan yapısı en büyük eserlerinden biri olan Çin Seddini
yaptıran da yine korkudur.
Bugün gazetelerde en çok okunan tıklanan haberlerin cinayet ve tecavüz
haberleri olması da yine korkunun eseridir.
Savaşlarda insanların öldürüldüğü, tecavüze uğradıkları ve birçok katliamın/vahşetin
yaşandığı bilinmektedir. Fakat son yıllarda, özellikle iç savaşlarda yaşanan
vahşetin, yapanlar tarafından detaylı bir şekilde görüntülenerek medyaya
dağıtıldığına tanık olmaktayız.
Irak, Libya ve şimdi de Suriye’den boğaz kesme, çatıdan atma, kalbini
söküp yeme gibi vahşet görüntüleri basına servis edilmekte, basın da bunu bütün
dünyaya yaymaktadır. Daha sonra bu görüntüler, sosyal medyada vahşeti kınamak
adına paylaşılmaktadır.
Bu görüntülerin vahşeti yapanlar tarafından çekilmesi ve servis
edilmesi, kendilerine taraftar sağlamak için olmasa gerek. Zira bu görüntüler
asla kendilerine taraftar sağlamaz. Olsa olsa korku yaratır.
Ben şahsen sosyal medyada paylaştığım şeylere çok dikkat ederim. Paylaşılan
her şeyin amacının ne olduğunu anlamaya çalışırım. Zira yaptığım bir tıklamanın,
kimsenin hele onaylamadığım bir davaya dolaylı da olsa hizmet etmesini istemem.
Sonuç olarak savaş kötüdür. Bunu insanlığa anlatmak, yaşanan vahşete
karşı çıkmak insanlık ödevidir. Ancak bunu yaparken, vahşeti yapanların
hazırladığı görüntülerle değil, kendi duygularımızla ve kendi kelimelerimizle
yapmaktan yanayım.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder