-Artık hiçbir şey
şaşırtmaz beni!
İlk duyduğumda çok
hoşuma gitmişti bu söz. “Öyle şeyler yaşadım ki”, “olgunlaştım, erdim artık”
anlamı var. Bir nevi ideale varma manası var bu sözde.
Fakat biraz detaylı
düşününce boş laftan başka bir şey değil bu. Çünkü şaşırma insanın elinde olan
bir şey değil. Refleks bir yerde. O nedenle insan bilemez neye
şaşırıp-şaşırmayacağını.
Ancak tamamen
katıldığım sözler de var:
-Teknolojiyi biz
üretmediğimiz ve bizim ihtiyaçlarımız sonucu üretilmediği için kullanmayı
bilmiyoruz.
Evet, hala katıldığım
bir sözdür. Örneğimizden yola çıkarsak; araçları biz icat etmedik. Trafiğini düzenleyen
trafik ışıkları da bizim ihtiyacımızdan doğmadı. Araçları da trafik ışıklarını
da biz icat etmediğimizden ve bizim ihtiyaçlarımızdan doğmadığı için uymuyoruz.
Efendim, bir
kavşaktayız. Normalde bir kavşakta araçların ve insanların nasıl davranması
gerektiği kurallarla belirlenmiş. Trafik yoğun olduğu için ışık da konmuş.
Bütün bunlara rağmen kurallara uyulmadığı ve trafikte keşmekeş yaşandığı için
trafik polisi de var.
Bu şartlarda tanık
olduğum manzara; araçlar kendilerine yeşil ışık yandığı için hızlı bir şekilde
ilerliyorlar. Yaya kaldırımında ise yüzlerce sabırsız insan otuz beş saniyelik
kırmızı ışık süresinin bitmesini bekliyor. Trafik polisi de yayaların
sabırsızlığının farkında, araç trafiğinin kesilmemesi için kural ihlali
yaptırmama derdinde.
Bir kadın polise
yaklaştı. Bir eliyle polisi dürterken diğer elinin işaret parmağı havada
(ilkokulda öğretmeninden söz isteme pozisyonunda) kibarca sordu:
-Memur Bey, geçebilir
miyim?
Memur iki elini yana
açarak:
-Kırmızı yanıyor, ben
de buradayım. Ne diyeyim şimdi ben sana?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder