Bence yüzyılın hareketi, halkımızın genişleme çabası. Bir evi
beğeniyoruz alıyoruz. Bir ay sonra içine sığamadığımızdan genişlemeye
çalışıyoruz.
-Balkonu içeriye aldım, mutfağı genişlettim!
-Aradaki duvarı yıktım, odayı salona kattım genişledi, iyi oldu!
O nedenle sürekli evlerden beton delme aleti, balyoz sesleri geliyor. Halkımız kabına
sığamamış genişlemeye çalışıyor.
Belediyeler denizi doldurup şehri genişletmeye çalışıyor. Varoşlar da orman
alanlarını, hazine arazilerini işgal edip mal varlıklarını genişletmeye
çalışıyor.
Biz evlerimize, sokaklarımıza sığamadığımızdan genişlemeye çalışırken
bazı ülkelere gezegenimiz dar
geldiğinden onlar da uzayda genişlemeye çalışıyor.
Yaşam dinamik olduğundan, insanın kabına sığmaması, genişlemeye
çalışması belki de normal. Benim anlayamadığım ve karşı olduğum ise neyi neden
yaptığını bilmeden genişlemeye çalışmak.
Yapılan işin, gösterilen çabanın bir
amacının bir anlamının ve bir mantığının olması. Bazıları için bu geçerli olsa
da kalan insanların çabası bunları taklitten öteye gidemiyor.
O nedenle bütün mal varlığını satıp üzerine kredi çekerek büyük salonlu
bir ev almaya çalışan ve bu güne kadar evinde bizden başka kimseyi görmediğim, sürekli
evine gelen-giden olmamasından şikayet eden komşumu uyardım:
-Sen önce salonunda oturtacak birilerini bul. Eğer sığmazsanız ondan
sonra geniş salonlu bir ev almaya çalış!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder