Zordur bir başkasına muhtaç olmak. Hele üçyüzaltmışdört gün
göremediği itibarı bir günde gören meslek erbabına muhtaçsanız. Bizim mahallede
Musa vardır. Kasap değildir ancak kurban kesebilmektedir. Kasaplar bayramdan
önce varlıklılar ve büyükbaş hayvan kesecekler tarafından kesme-yüzme talebiyle
rezerve edildiklerinden sadece kurban kesebilen mahalleli de kıymete
binmektedir. Kurban kesilsin, derisi bir şekilde halledilir.
Bunlardan biri de Musa’dır. İtibarı bayramdan birkaç gün
önceden başlar. Önce bizim kurban kesilsin. Bayram namazından sonra en itibarlı
mahalleli, mahallenin en yaşlısı, en zengini sanıyorsanız aldanırsınız. En
itibarlısı Musa’dır. Namazdan sonra herkes bir yandan bayramlaşırken bir yandan
da Musa’yı kollar.
Musa’yı en iyi anlatan fotoğraf, Musa sokağın başında, elinde
bıçağı, boynunda bir mendil, erkekler ise evlerinin kapısının önünde. Bu
manzara normalde bir filmde olsa korkunç bir sahnedir, ancak kurban bayramında
sevinçli ve umudu simgeleyen bir sahnedir. Musa bir eve girmişse:
-Bizimkini de…
-Musa nerede?
-Ahmet’in evinde.
Köşe başındakilerin maharetine göre Musa o sokağa giriyor.
Kim ikna edebilirse artık. Kesilecek kurban çok, mahallenin Musa’sı bir tane.
Sonuç olarak arz ve talep arasındaki dengesizlik nedeniyle
illa ki birileri mağdur olacak. Sona kalan, beklemekten sıkılan veya eşleri
tarafından beceriksizlikle itham edilen erkekler, çaresiz kendi işlerini
kendileri görmeye çalışırlar.
Televizyonda görülen acemi kasap hikayeleri de buradan çıkar.
Geçen biri çok güzel anlattı, hayvanın tekmesi ile gözü morarmış biri:
-İlk raundu o aldı, ikinciyi ben!
Benzer bir olayı da ben yaşadım. Musa’yı beklemek istemeyen,
bir yandan da kurbanını kendi keserek sevabını artırmaya çalışan bir aile
büyüğü kendi işini kendi görmeye karar vermiş. Benim yardımımı da istemeden işe
koyulmuş. Ben aileden birinin feryadı üzerine olaya dahil oldum.
-Gözü kör olmayasıca, ben sana yalnız kesemezsin demedim mi?
Adettendir, bayramda evler temizlenir, avlu süpürülür. Ve
tabi ki duvarlar da kireçlenir bembeyaz. Avluya çıktığımda bir gün önce
bembeyaz olan duvarda boydan boya, neye benzediği belli olmayan sanatçının
sanat kaygısını yansıtan şekiller vardı kıpkırmızı.
Belki de tarihti duvardaki, kanla yazılmış.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder