Asker arkadaşlığı neden önemlidir? Neden insanlar yıllarca unutmaz
birbirini ve neden yıllar sonra bile ziyaret
eder ya da kız alır verir? Sadece ve sadece insan yaşamının en zor anlarının
paylaşılmasıdır nedeni. Bir çok erkek için yaşamının en zor anıdır askerlik. O
zor anlarında gördüğü bir iyilik, bir gülümseme, bir teselli cümlesi ve hatta gerektiğinde
canını siper etme halidir aklında kalan.
Erkeklerin büyük bir bölümü için askerliği yaşamının en zor anları iken
bazıları içinse bitmez bu zor anlar; yatılı okul, üniversite yılları, yurt dışı
veya şark hizmeti vs.
O nedenle de her yaşadığı zorlukta arkadaş biriktirirken çoğunu da
kaybeder aynı anda. Bir nevi elektir yaşam. Her zorluk sallar insanı, kimi
eleğin üzerinde kalır kimi de altında. Altta kalan elenir unutulur gider. Eleğin üzerindekiler ise asla
unutulmaz ve insanın gönlünün en müstesna yerinde alır yerini. Ömür boyu da
orada kalır. Daha çok sevilir, daha çok hoşgörüye mazhar olurlar.
Evet, bir doğu görevindeki personel için de zordur hayat. Her yere her şeye
uzaktır bir yerde. Fakat orada çalışan yardımcı personel de her şeyi yakın
etmek için çabalar. Gurbeti, zorlukları ve yoklukları hissettirmemeye çalışır,
bir zorunluluğu olmamasına rağmen.
Bir arkadaşım doğuda o kadar uzun kalmış ki; uzun süre her şeyden,
sevdiklerinden ayrı kalmak yormuş onu. Fakat bu arada oraya giden herkese
olduğu gibi ona da moral vermeye çalışan, her şeyine koşan Medet’le
ağabey-kardeş gibi olmuşlar. Bir sabah arkadaşım ona da kızmış:
-Bıktım seni görmekten her sabah. Biraz da başkası hazırlasın
kahvaltıyı!
Medet, güler yüzüyle karşılamış bu sözünü:
-Beyim, gidene kadar benden kurtuluş yok!
Efendim, bir gün personel alımı ile ilgili sınav yapılacak. O zamanlar
her kuruluş kendi yapıyor sınavını. Hazırlıklar yapılmış. Sınavın yapılacağı
salonlar ve sınava gözcülük edecek personel ayarlanmış. Arkadaşımın aklına bir
cinlik gelmiş. Medet’e ertesi gün ceket-kravat giymesini söylemiş. Medet
şaşırmış:
-Beyim ne yapacağım ben ceket kravatı? Soba yaparken yerleri paspas
yaparken kirlenir. Sonra yoktur benim kravatım.
-Sınavda gözcülük yapacaksın.
-Ya bir şey sorarlarsa?
-“Orada ne yazıyorsa odur” dersin. Olmadı bize gönderirsin.
Ne yapsın Medet, arkadaşın kendine verdiği ceket kravatı giyerek gelmiş
ertesi gün sınav salonuna. Kıyafet çok yakıştığı gibi, aldığı tepkiler gördüğü
bakışlar çok hoşuna gitmiş Medet’in. Arkadaşım bunu anlatırken:
-Kıyafet öyle yakıştı ki müsteşar gibi oldu kerata! Dedi.
Evet, her şey güzel geçmiş. Adaylar salonda dolaşan kravatlıların kim
olduğunu bilmediklerinden, dertleri de işe girmek olduğundan sormamışlar
tepelerinden dolaşan bu adamı. Medet, o gün yaşamının bambaşka bir rolünü
oynamış. Elleri arkada salonda dolaşırken soru sormaya kalkan bir kaç adayı da fırçalamış:
-Önüne bak, ne yazıyorsa odur, bilmiyor musun bunu?
Ertesi sabah arkadaşım uyanmış. Aylardan beri tatil demeden onu
uyandıran Medet ortada yok. Giyinmiş kalkmış sormuş soruşturmuş işe gelmediği
anlaşılmış Medet’in. Evinde telefonu olmadığından arabayla bir personeli evine
göndermiş. Öğrenmiş ki Medet hastaneye kaldırılmış.
Yıllarca ezilmiş horlanmış
Medet’e oynadığı müsteşar rolü fazla gelmiş. Kaldıramadığı bu rolünden sonra
fenalaşmış ve psikiyatri kliniğine yatırılmış.
Arkadaşım, ilgilenmiş, epey de uğraşmış sağlığına kavuşması için. Bana
da tembih etti:
-Kimseye olduğundan fazla değer verme, iyiliğin de dozunu kaçırma.
Yoksa pişman olursun!
Şimdi, sanal alemde iltifat etmek çok kolay. Bir tıkla insanı memnun
etmek cazip geliyor insana. Fakat aynı zamanda buna muhatap olan, yani sürekli
yayınladığı fotoğraf, güzel söz için aldığı iltifattan başı dönen insanlar da
var.
Ben ise daima temkinliyim; yaptığım tık ve yazdığım yorumlarda çok
dikkatliyim. Çünkü bu hikaye devamlı aklımda. Yaptığım ölçüsüz beğeni ve
yorumlarla yeni Medet’ler yaratmak istemem.
1 yorum:
Bir ölçü de bize gönderir misiniz lütfen.
ihtiyaç had safhada.
Zahmetleriniz için teşekkür..
Yorum Gönder