Akşam haberlerinde, hükümet ve sendikaların Taksim’de 1 Mayıs
kutlamaları ile ilgili restleşmelerini gören vatandaşlar hemen bir ara çözüm
bulmakta gecikmedi: “Olmazsa 1 mayista
"işçi yemeği" verelim Taksim'de.... Miting yasak, 30 Ramazan iftar
serbest neticede. Yaratici olmaliyiz... / Azuth”
Ben esasen 1 Mayısın Taksim’de kutlanmasından yana olmakla birlikte, her
fikri ciddiye aldığım ve de bu 1 Mayıs’ta da gaz-cop görmek istemediğim için
hemen facebooktaki bu fikrin uygulanabilirliğini sorguladım. Hatta fikrin
ayaklarını yere oturttum.
Efendim, madem hükümet Taksim’de bildik, yürüyüş artı miting şeklindeki
1 Mayıs kutlamasına izin vermiyor, sendikalar da Taksim’de kutlamak istiyor, o
halde kutlamanın şeklini değiştirerek 1 Mayısı Taksim’de kutlamak mümkün.
1 Mayıs günü işçinin ücret azlığını kısacası açlığını simgelemek
amacıyla işçiler oruç tutar. Sonra sabah
saatlerinde Kazancı Yokuşunda ölenler için belli sayıda insan oraya karanfil
bırakır. (Zaten buna hükümet de izin veriyor)
Akşam saatlerinde de ramazan aylarında olduğu gibi Taksim alanına
masalar kurulur. Meydan aynı zamanda 1 Mayısla ilgili pankart ve dövizlerle
donatılır. Tıpkı Gezi olayları sırasında Cuma namazı kılanlara şemsiye
tutulması gibi oruç tutmak istemeyenler de onlara eşlik eder. İftar açan insanlara polis müdahale edemeyeceği için bu 1 Mayıs “olaysız”
geçirilir.
Bütün dünyada gösteri ve mitinglerle ilgili haberlerde, katılanların
neler söylediği ve ne istedikleri belirtilirken bizde en iyi cümle “miting
olaysız sona erdi”dir.
Hal böyle olunca ve halkın büyük bir bölümü bu 1 Mayısın da “olaysız
sona erdiğini” duymak ister. Bu nedenle “Taksimde
1 Mayıs İftarı” önerisi makul görünüyor. Tıpkı bir filmde kanlısı tarafından
öldürülmek üzereyken hemen namaza duran Kemal Sunal ve yaptıkları gösteriye polis müdahalesi yapılacağını fark ederek
hemen İstiklal Marşı söylemeye başlayan
taraftarlar gibi.
Ey ülkem sen nelere kadirsin!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder