İktisadı daha geniş anlamıyla İİBF’yi kazananların ilk karşılaştıkları
soru “bitirince ne olacaksın?” sorusudur ve buna net bir cevap vermek mümkün
değildir. İnsanın cevabını kendinin bilmediği bir soruya yanıt vermesi tabi ki
zordur.
Fakülteyi kazandığımız yıllarda, eğitim fakültesini kazananın öğretmen,
mühendislik fakültesini kazananın mühendis ve tıp fakültesini kazananın doktor
olacağı belli iken iktisadı kazananın ne olacağı belirsizliğini korumaktaydı.
Zira mezunlar neredeyse her işi yapıyorlardı.
“Dünyayı İktisatçılar Yönetir” sözünün avuntusu ile öğrencilik
yıllarımızı geçirdikten ve kaçınılmaz işsizlik günlerimizden sonra hayata bir
yerden başladık. Şu anda bir kamu kurumunda başmüfettiş olarak çalışıyorum.
Arkadaşlarım arasında, akademisyen, bankacı, mali müşavir, müfettiş, yönetici,
sanayici, tüccar, öğretmen, gazeteci, program yapımcısı gibi her meslekten
insanlar var. Hayatını liseden edindiği mesleği ile kazanan olduğu gibi baba
mesleğini yürüten ancak fakülteden aldığı eğitimle çok daha ileriye götürenler
de var. Ama asla “hala işsiz” yok.
Bir şekilde herkes hayatın bir ucundan tutmuş vaziyette: hayatından memnun olanı
da var olmayanı da. Olduğu yerden geri gideni de var sınıf atlayanı da. Tam
anlamıyla bir çeşitlilik bir renklilik var iktisat mezunları arasında.
Bütün bunları neden mi anlatıyorum?
Efendim, benim de mezunları arasında yer aldığım Uludağ Üniversitesi,
İİBF Mezunlar Derneği (UBİMED) kurulmuş. İlk iş olarak da bir dergi
çıkarmışlar. Dergi, öyle bildik mezunlar dergisine benzemiyor. İktisat
mezunlarının yaptıkları değişik işler ve hobilerinin çeşitliliğini yansıtan bir
dergi olmuş. Dergi, diğer dergilere benzemediği gibi bir sayısı diğer sayısına
da benzemiyor. Ama asla bir çorba da değil. Bir kimliği, bütünlüğü olan bir
dergi. Amatör ruhun profesyonel bir ürünü kısacası.
Benim de yazı ve fotoğraflarımın yer aldığı dergi, ulaşılması kolay,
zevkli, eğlenceli, renkli içeriği ile sizleri bekliyor.
Bir tık ötede:
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder