Referandum üzerine yazdığım ve içinde “isim” geçmeyen yazım
reddedilince anladım ki Milliyet Blog’a da OHAL gelmiş. Zaten epeydir dizi
yazarı olduk hepimiz. Oraya da OHAL uğramaz inşallah.
Esasen ben “dizi yazarı” olmaktan da gocunmuyorum.
Uğradığımız işyeri ve gittiğimiz evlerin cümlesinde sabah Müge Anlı, öğleden
sonra evlenme programları ve akşamları da diziler açık olduğuna göre, bu
programlar hakkında yazacağımız yazılar da bir memleket meselesine el atmaktır
bence.
Misal, geçen hafta, Vatanım Sensin dizisinde Ali Kemal ve
Hilal, Leo’yu gizlice gemiyle İzmir dışına gönderirken ona yerel kıyafetler giydirip
at arabasına bindirdiler. Fakat Leo gibi “kakülü boyunu aşan” birinin başını
açık bıraktılar. Gören kolayca tanıyabilirdi kendisini.
Onun için dizide Leo’nun başına bir fes veya sarık
giydirmeyi düşünemeyen yapımcı ve senaristleri bu hatalarından dolayı uyarmak
az şey mi?
Bizim dizi yazılarımızı dizi sektöründen okuyan,
yazdıklarımızı dikkate alan var mı bilmiyorum ancak izleyicinin önemli bir kısmının
okuduğu bir gerçek.
O nedenle biz yazmaya devam edelim. Bir dahaki sefer düzelir
inşallah.
Milliyet Blog’un sansürlediği referandumun sonuçları
hakkındaki yazımızdan mahrum kalan siyasilerin hatalarını düzeltmemenin vebali
de yazıyı sansürleyenlerin üzerinde olsun.
Ne diyelim?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder